
Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 8’i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasına devam ediliyor. Duruşmanın bugünkü oturumunda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru dinlendi ve sanık çapraz sorguya tâbi tutuldu.
Avukatlar, AKP iktidarı ile Soma Holding arasındaki ilişkiye dair sorular sordular. İşçi ailelerinin avukatlarının “İktidar partisiyle ilişkilerinizi eşiniz mi yürütüyordu?” sorusunu sorması üzerine Ramazan Doğru itirazda bulundu. Mahkeme heyeti de “davayla ilgisi olmadığı” gerekçesiyle sanığa bu tip soruların sorulmamasını kabul etti. Oysa Soma Holding ile AKP arasında çok derin ilişkiler olduğu malum. Zaten Doğru, AKP ile söz konusu holding arasındaki ilişkiyi kabul etmese de, işçileri AKP’nin mitingine götürdüklerini kabul etmektedir. Doğru, duruşmada şunları dile getirdi:
“Bizim üretim yaptığımız kömür havzalarından birisi kapanmak üzereydi ve 3 bin madencinin işsiz kalması söz konusuydu. O zaman 2011 genel seçimleri vardı ve yeni bir maden sahasının açılması için ihale talebimiz vardı. Bu süreçte, biz 3 bin işçiyle, Ak Parti’nin Manisa’da yaptığı mitinge katıldık. Ama sadece biz değil, İmbat Madercilik ile Uyar Madencilik şirketleri de işçilerini, o mitinge gönderdi. Zaten sonra da, o ihale yapıldı. Biz de katıldık ama Demir Export firması kazandı.”
Böylece o mitinglerin nasıl dolduğunu bu açıklamalarla bir kez daha öğrenmiş oluyoruz. Soma Holding ya da diğer kapitalist işletmeler ihale almak için işçileri zorla AKP’nin mitingine sürüklemişlerdir, sürüklemektedirler. Bu hizmetlerinin karşılığını nasıl aldıklarını da biliyoruz. Doğru, söz konusu ihaleyi alamadıklarını söylüyor. Belki o ihaleyi alamadılar ama AKP ile Soma Holding arasındaki aşk öylesine derindir ki, 301 işçi katledildikten sonra bile AKP bu holdinge termik santral izni vermekten çekinmedi.
Sorumlusu olduğu ocaklarda daha önce meydana gelen iş kazalarından dolayı ceza aldığının hatırlatılması üzerine Ramazan Doğru, dünyanın en ağır işini yaptıklarını, ne kadar önlem alsalar da bu tür üzücü kazaların yaşandığını anlattı. Yani bu müdüre göre işçilerin ölmesi gayet doğal, bunda şaşacak ne var! Şurası çok açık ki, 301 işçiye mezar olan madende iş güvenliği önlemleri alınmamış ve AKP de bu madeni gerektiği gibi denetlememiştir. Bu şirketten seçim döneminde dağıtmak üzere kömür aldığı söylenen AKP iktidarı, iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına göz yummuştur. İktidar sahipleri ve kapitalistler kazanırken; işçiler kaybetmiş, 301 işçi canından olmuş ve aileleri onmaz bir acıya boğulmuşlardır.