Bunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, erkek evlatlarına bedelli askerlik yaptırtan, saraylarda sefahat içinde yaşayan bir burjuva ve yarın aç kalmak ya da savaşa gitmek, savaşta ölmek gibi bir kaygısı yok. Savaşlarda ölen işçi, emekçi çocuklarının ise bedelli askerlik için verecek 18 bin lirası yok.
Oğullarını askerde kaybeden aileler Erdoğan’a isyan ediyorlar: “Biz ölüm değil barış istiyoruz, yeter artık kardeş kardeşi öldürmesin” diyorlar. “Bizim vatana feda edecek evlatlarımız yok. Biz çocuklarımızı yoksulluk içinde ne zorluklarla büyüttük. Neden kendi evlatlarını vatana feda etmiyorlar? Bu vatan onların çocuklarının vatanı değil mi? Köşeye sıkışınca ölüme bizim çocuklarımızı gönderiyorlar” diye haykırıyorlar. “Bizim ciğerlerimizi yaktılar. Hangi ana baba dayanabilir evladının acısına? Bizi birbirimize düşürenler utansın, Türklerle Kürtler kardeştir, bizim aramızı bozamayacaklar, biz barış istiyoruz” diyorlar.
Bunlar asker ailelerin feryatları ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Aslında AKP hükümeti diyor ki “ey işçiler, ey ezilenler, ey azınlıklar, ey ötekileştirilmişler, benim kurduğum düzene baş kaldırmayın. Biz size ne verirsek onunla yetinin. Biz sizi tokatlarız, biz sizi iteriz, aşağılarız. Aman ha karşılık vermeyin! Verirseniz her şey benim elimde, yandaş medyamla sizi teşhir eder gerekirse savaş çıkartırız. Kardeşi kardeşe öldürtürüz!” İşin aslı budur, “itaat eden toplum ol canımı ye” demeye getiriyorlar. Erdoğan’ın başkanlık hayalleri ülkeyi savaşa kadar götürdü.
Oysa insanlar savaşmak istemiyor. Çünkü savaş kötülük demek, ölüm, yıkım demek. Fabrikada asgari ücrete karın tokluğuna çalışan bir işçi şunu düşünmez “gidip savaşayım, öleyim, öldüreyim.” Kapitalizm ise çıkarlarını her şeyin üstünde tutar. İnsanlar mı ölmüş, dünya kaosun içine mi girmiş, önemli değildir. İşte içinde yaşadığımız kapitalizm budur, felaket yaratmaktan başka bir işe yaramaz.
Bu düzende kalıcı ve insani bir barış olmaz. İnsanlar birbirleriyle durup dururken sorun yaşamazlar. Sorunu yaratan, insanı insana öldürten bu yıkılması gereken sömürü düzendir. Bütün halklar kardeştir. İşçilerin emekçilerin bu haksız ve emperyalist savaştan bir çıkarı olamaz, egemenler için dökecek kanımızı yok! Tek bir düşman vardır, o da sermaye güçleridir. Dünyaya barışı işçi sınıfının örgütlülüğü getirecek ve barış güvercinleri uçurtacak dünyada.