Bugün 23 Mart Pazar. Tatlı bir koşuşturmanın ertesinde, yani bugün, tüm dostlarımızla derneğimiz UİD-DER Gebze temsilciliğinde buluştuk. Herkeste bir sabırsızlık var, “hadi artık gidelim” der gibi. Çünkü bugün Newroz’u kutlayacağız tüm coşkumuzla, İstanbul Kazlıçeşme’de. Otobüslerimize bindik ve hareket ettik alana doğru. Marşlar, türküler, sloganlar derken, diğer temsilciliklerimizdeki dostlarımızla buluştuk. Özlemişiz doğrusu.
Konvoy halinde alana doğru yolculuğumuza devam ettik. Ve alandayız. Açtık pankartımızı “Başka Bir Ulusu Ezen Ulus Özgür Olamaz” ve UİD-DER olarak kortejimizi işçi sınıfına yakışır bir düzen ve disiplinle oluşturduk. Giydik şapkalarımızı ve yüreğimizdeki öfkemizi yansıtan dövizlerimizi en yukarı kaldırdık, herkes görsün diye. Haykırdık tüm gücümüzle “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi”. Türk devletinin karanlıkta boğmak istediği Kürt halkına yalnız olmadıklarını haykırdık.
Bu sırada yanımızdan geçiyor Kürt anaları, çocukları, gençleri, yöresel kıyafetleriyle genç kızları. Herkes alkışlarıyla karşılık veriyor bize. Ne güzel şey kardeşçe yaşamak diye düşünmeden edemedim. Öfkem bin kat daha arttı bu kokuşmuş sisteme. Lanet yağdırdım, bizi birbirimize düşman etmeye çalışan bu burjuva karanlığa. Bazılarımızda şaşkınlık vardı, “burada ne kadar çok Kürt var” diye. Sonra mırıldandım “bu kadar insan nasıl inkâr edilir, yok sayılır, dilleri ve kültürleri yasaklanır” diye. Akın akın Kürtler geliyor coşkulu bir şekilde. Bayramı doyasıya yaşamak, barışı haykırmak, özgürlüğe uzanmak için. Karanlığa boğmak isteyenlere inat aydınlık için yakmışlardı Newroz ateşini.
Alana doğru yürümeye başladık. Bizler de Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle haykırıyorduk “Yaşasın Halkların Kardeşliği” diye. Alanda onbinler vardı barışı, özgürlüğü, insanca yaşamayı isteyen. Ve bir kez daha haykırdık “Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek” , “Sermaye Oldukça Savaşlar da Olacak” diye. Evet bu sistem devam ettikçe savaşlar olacak ve buna ancak örgütlü bir işçi sınıfı dur diyebilir. O zaman “Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey” sloganını da tüm coşkumuzla haykırmaya devam edelim.
Hiç böyle bir kalabalık görmemiştim, alanda çoğunluğu Kürt 200 binden fazla insan. Herkes coşkulu bir şekilde halaylarını çekiyor ve yaktıkları ateşlerin üstünden atlıyorlar. Bizler de hem türkülerimizi söylüyor hem de halaylar çekiyorduk. Hemen hemen her halay sonrasında da Kürt kardeşlerimize desteğimizi sloganlarla gösteriyorduk, hiç yorulmadan ve inatla. “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi.”
Ve artık alandan ayrılma zamanımız gelmişti. Bir an bile olsun bozmadığımız kortej disipliniyle sloganlar atarak yürümeye başladık. Yüreğimizde yaktığımız ateşle ve daima yanacak olan ateşle birlikte alandan ayrılıyoruz. Bu ateşle yırtacağız karanlığı, yüreğimizdeki güçle ve işçi sınıfının bilimiyle kuracağız aydınlık mutlu günleri.
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Newroz Piroz Be!
Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!