
7 Haziran seçimlerinden sonra tek parti olarak iktidarda kalamayan AKP hükümeti, bunun bedelini biz işçi ve emekçilere savaş olarak ödetiyor. Hükümette kaldığı süre boyunca işçi-emekçilerin gerek ekonomik gerekse de demokratik taleplerine kulak tıkayan, kitlelerin nezdinde günden güne inandırıcılığını yitiren AKP hükümetine, emekçi kitleler tek parti olarak hükümet yetkisi vermediler. Savaş başlatan ve milliyetçiliği kışkırtırken AKP, halkları karşı karşıya getirmek, toplumu kutuplaştırmak ve tekrardan tek başına iktidar olmak istiyor.
UİD-DER’li işçiler olarak 30 Ağustosta Kartal’da kurduğumuz stantla “Savaşta Ölen Kim? Kimin Çıkarına Bu Savaş?” başlığını taşıyan İşçi Dayanışması gazetemizi işçi emekçilere ulaştırdık. “Savaş da İstemiyoruz Düşmanlık da!” diyerek, işçi ve emekçilere haksız ve kirli savaşa karşı durma çağrısı yaptık. “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeron Çalışmaya Hayır” kampanyamızı anlattık. İşçilere, hem kampanyamızı hem de savaşa karşı olduğumuzu, bu savaşın biz işçilerin savaşı olmadığını anlattık. “7 Hazirandan sonra neden bir anda çözüm süreci sona erdi? Bize çocuklarınızı feda edin diyorlar. Çocuklarınızı, kardeşlerinizi feda etmek istiyor musunuz? Kendinizi bu savaşın bir parçası hissediyor musunuz?” diye işçilere sorduk. İşçiler “neden çocuklarımızı feda edelim, hangi anne baba çocuğu ölsün ister, tabii ki çocuğumuzu askere yollamak istemiyoruz” dediler. Bizimle sohbet eden bir asker “Sizin anlattıklarınızı çok iyi anlıyorum. Ben şu an Tunceli’de askerlik yapıyorum ve hayatımdan endişe duyuyorum. Tüm bunlar AKP iktidar olamadığı için oldu. Savaş istemiyorum” dedi. Bizimle konuşan anneler, “Kim çocuğunu savaşa yollamak ister. Olan hep bizim gibi fakirlere oluyor, biliyoruz” dediler.
Konuştuğumuz işçilere, bu haksız savaşın önüne ancak örgütlenerek geçebileceğimizi anlattık. Savaştan biz işçilerin, alın teri akıtanların hiçbir çıkarı yok dedik. Türk ve Kürt ailelerin cenazelerdeki feryadını Kartallı işçilere-emekçilere taşıdık. Bugün tırmandırılan milliyetçiliğe ancak işçiler ve halklar birlik olursa karşı durabileceğimizi anlattık. Tüm işçi kardeşlerimizi çalıştığı fabrikadan, yaşadığı mahalleden başlayarak barış sesini yükseltmeye, işçilerin birliği, halkların kardeşliği için UİD-DER saflarında örgütlü mücadeleye katılmaya çağırdık, çağırıyoruz.