7 Haziran seçimlerinde istediğini bulamayan Tayyip Erdoğan ve AKP, seçimle elde edemediğini savaşla kazanmak istiyor. Kapitalizmin getirmiş olduğu sefalet koşullarıyla boğuşan işçileri, emekçileri iş kazalarında öldürmekle yetinmeyen sermayenin efendileri ve siyasetçileri, şimdi de onları savaş cephelerinde katlediyorlar. Milliyetçilik zehrini zerk ederek halkları karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Oysa Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni emekçiler olarak bizim birbirimizle hiçbir sorunumuz yok. Biz savaş da istemiyoruz düşmanlık da. İktidarlarını korumak, işçilerin sırtından kazandıkları serveti kaybetmemek ve o serveti daha da arttırmak için savaş yoluna başvuran egemenlerin bu oyununu ancak biz emekçiler bozabiliriz.
Biz UİD-DER’li işçiler olarak bulunduğumuz her yer ve alanda işçilerin birliğini ve halkların kardeşlik bağlarını güçlendiriyoruz. 29 Ağustos Pazar günü Esenyurt meydanda işçilere, emekçilere seslendik. Metal, inşaat ve tekstil işçileri başta olmak üzere her sektörden işçinin yaşadığı Esenyurt’ta “savaş da istemiyoruz düşmanlık da” diyerek, sarayın çıkarmış olduğu bu haksız savaşa karşı çıktığımızı dile getirdik. İşçi Dayanışması bültenimizi ve bildirilerimizi işçilere ulaştırdık. Standımızın etrafına toplanan işçiler “Çok doğru söylüyorsunuz, biz de savaş istemiyoruz” diye tepkilerini dile getirdiler. “Bizim kimseyle sorunumuz yok, ölenler hep yoksul gariban insanlar ve bu savaş bizim savaşımız değil. Bu savaşı tek başına iktidar olamadığı için Erdoğan çıkarttı, gitsin o savaşsın, biz onun için ölmek istemiyoruz” dediler. Birçok işçi “Çok doğru bir iş yapıyorsunuz, biz ne yapabiliriz, biz de bir şeyler yapmak istiyoruz” diye sordu.
Birebir sohbet ettiğimiz bazı işçi kardeşlerimiz şunları söylediler:
Bir grup genç işçi, “Niye biz askere gidiyoruz, Bilal gitsin” dedi. Bir kadın işçi “Evde hastam var, kimse derdimizi sormuyor. 19 yaşında bir oğlum var, ben onu yokluk içinde büyüttüm, şimdi savaş çıkarıyorlar, ben oğlumu askere göndermem, Tayyip’in oğlu gitsin, o savaş çıkartıyor” diye dert yandı.
“Ben oğlumu askere göndermeyeceğim” diyen anneler standımıza sahip çıktı, yaptıklarımızı takdir ettiklerini söylediler. Genç çocuklarının bizimki gibi çalışmalara katılmalarını istediklerini söylediler. Teşekkür etmek için gelenler oldu.
Sağlık meslek lisesinde okuyan bir genç ise şöyle dedi: “Benim babam beni okutabilmek için ağır sanayide bin liraya 12 saat çalışıyor. Bu vatan için ölmemizi istiyorlar. Bu vatanın güzelliklerinden biz yararlanmıyoruz ki bu vatan için ölelim. Ben Bilal’in rahatı için ölmek istemiyorum.”
Evet, kardeşler, “savaş da istemiyoruz düşmanlık da” sloganıyla yükseltmiş olduğumuz sese Esenyurtlu işçiler sahip çıktı. Savaşa karşı barışın sesi oldular. Biz işçiler bütün renkleriyle birlik olduğumuzda kardeşi kardeşe öldürtmek isteyenlerin oyununu bozabiliriz.
YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ, HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!