Türkiye’de işçilerin sosyal haklarını budayan yasal değişikliklerin sosyal güvenlik reformu adı altında yasalaştırılıp hayata geçirildiği biliniyor. Benzer bir saldırı yasası Yunanistan’da da yürürlüğe girdi. Bu saldırı yasaları, sermayenin temsilcileri eliyle tüm ülkelerde bir bir hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Yunanistan’da, yasanın geri çekilmesi için 27 Kasım, 19 Aralık ve 12 Şubattaki birer günlük genel grevin ardından Mart ayı ile birlikte uyarı grev ve eylemleri ciddi boyutta arttırıldı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu ile Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonunun çağrısıyla, son 60 yılın en geniş katılımlı grevleri gerçekleştirildi. Elektrikler kesildi, çöpler haftalarca toplanmadı, avukatlar ve adliye çalışanları 5 gün boyunca adliye kapılarına kilit vurdu, fabrikalar durdu, iç ve dış hat uçuşlarında tüm seferler iptal edilirken ana kara ile adalar arasındaki bağlantı da koptu. 2,5 milyondan fazla işçinin iş bırakarak hayatı felç ettiği genel grevlerde, şehir içi ve şehirler arası otobüs, tren, metro, troleybüs, tramvay seferleri iptal edildi. Üniversiteler, okullar, bankalar, elektrik ve su işleri daireleri, posta servisi gibi hemen tüm kamu kurumlarında greve gidildi. Basın-yayın çalışanlarının greve katılmaları nedeniyle kamu ve özel radyo ve televizyon kanalları haber yayınlarını tamamen durdurdu, 20 ve 21 Martta ülke genelinde hiçbir gazete basılmadı. Devlet hastanelerinde yalnızca güvenlik ve acil yardım birimleri görev yaptı. Eczaneler kepenk indirirken, doktorlar da özel muayenehanelerini açmadılar.
Kamuoyu yoklamaları, nüfusun yüzde 69’unun yeni yasaya karşı olduğunu gösteriyor. Buna rağmen sağcı hükümet, 20 Mart gecesi yasayı yangından mal kaçırırcasına parlamentodan geçirdi. Yasanın oylanmasının ardından, Yunan sendikaları yasayı uygulatmayacaklarını ve eylemlerin süreceğini ilan ettiler.