
Patronların dili, dini, ırkı, mezhebi ticari anlaşmalara engel olmazken, biz işçilerin bir araya gelmesine engel olan şey nedir? Fabrikalarda Gürcü, Laz, Çerkez, Türk, Kürt, Alevi-Sünni ayrımı yapılmadan patronlara ucuz işgücü olarak sunulurken bir problem çıkmıyor. Çünkü o zaman hep birlikte patronlara çalışıyoruz, az işçi ile çok kâr kazandırdığımız için bir engel oluşturmuyoruz. Ta ki bir araya gelip haklarımızı talep edip bütün işçilerin kardeşliğini savunana kadar.
Birçok fabrikada haklarımız için mücadele ederken, nasıl bir araya gelip her dilden, milletten kardeşlerimizle yan yana duruyorsak; şimdi de gün yine o gündür! Biz işçileri birbirimize kırdıracak, düşman edecek hiçbir neden olamaz! Patronlar değil mi ki her gün saatlerce bir kuru ekmek için canımız pahasına posamızı çıkaranlar, bizleri yok sayanlar, görmezden gelenler? Tam da bu yüzden diyoruz ki bizim diğer milletlerden sınıf kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yoktur, olamaz! Bu gün nasıl ki patronlar, Türk Metal, MESS, yüksek katlardaki askerler, bürokratlar, sermaye partileri biz işçilere karşı birlik olup ortak hareket ediyorlarsa, bizler de yürütülen bu haksız savaşa karşı birlik olup çocukların, anaların, eşlerin, babaların gözyaşlarının durması için tek yumruk haline gelmeliyiz. Biz işçiler medyanın milliyetçilik zehriyle sunduğu yalan, uyduruk haberlerle birbirimize düşman olmamalıyız.
Çoğumuz sefalet içinde yaşıyoruz. Kürt kardeşlerimize karşı yürütülen haksız savaşta bombalarla duvarları parçalanan ailelerin evlerinde de gördük ki onların da bizlerden bir farkları yok. Evlerindeki minderleri, yer sofraları, yastığı yorganları bile bizim evimizdekilerle aynı. Onların tek istediği şey yıllarca yok sayılmanın artık son bulmasıdır. Çünkü yaradan Kürt halkının katledilmesini hiçbir ayette indirmemiştir. Dünyada yürütülen haksız savaşlarda, yoksulların ve sivil halkların öldürülmesi meşru değildir. Tüm dünyada olduğu gibi bu topraklarda da yürütülen bu tip haksız savaşlar zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapıyor. Daha çok sayıda ölüm, daha çok miktarda silah harcaması anlamına geliyor.
Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun ezilen, yok sayılan ve katledilen halklar vardır. İsrail’in Filistin’e, Rusya’nın Çeçenlere ve Çin hükümetinin Uygur Türklerine yapmış olduğu ırkçılık ve yok saymaya ne kadar karşıysak, Türkiye’de Kürt halkına yapılmış olan baskı ve zulme de o kadar karşıyız.
Bizler metal işçileri olarak, gözümüzün gördüğünü yüreğimizle anlattık. Biz işçiler patronların haksız çıkar savaşlarında oyuna gelmeden barışı, kardeşliğimizi sonuna kadar savunmalıyız. Yoksul günahsız sınıf kardeşlerimizin ölmesini destekleyerek kurtuluşumuz mümkün olmayacaktır. Egemenler milliyetçiliği körükleyerek savaş propagandalarını her geçen gün güçlendirmek istiyorlar. Bizler uyanık olup bu oyunlara alet olmamalıyız. İşçiler Birlik, Halklar Eşit ve Kardeş Olsun!