
Bizler metal sektöründe çalışan işçileriz. Savaş naralarının atıldığı şu günlerde, bizler de barış tohumlarını serpmeliyiz tüm dünyaya. Seçimden tek başına iktidar çıkamayan AKP’nin tutumu yüzünden, ülke savaşa sürüklendi. Erdoğan, seçimlerde AKP’ye oy isterken “verin 400’ü bu iş huzur içinde çözülsün” gibi laflar etmişti. Sonra çözüm sürecini buzdolabına kaldırdılar. Diyarbakır’da HDP’nin seçim mitinginde patlayan bomba ve ardından Suruç katliamı derken bir bir savaşın içinde bulduk kendimizi. Bu günlere kadar gelindi.
Hemen hemen her gün asker cenazeleri geliyor. Hayatının baharında, daha gencecik yaşlarda insanlarımızı toprağa veriyoruz ve bu da toplumun tepkisini çekiyor. Asker cenazelerinde hükümete sert tepkiler yağıyor. Anneler, babalar, halk bu savaşa öfke kusuyor. Çünkü bu haksız savaşlarda ölen biz işçiler ve işçi çocukları oluyor. Birileri lüks evlerinde, villalarında, köşklerinde ve saraylarında zevkusefa içinde yaşarken, bizleri ölüme gönderiyorlar. Ama biz onlar için ölmeyi reddediyoruz, haksız savaşın son bulmasını ve barış güvercinleri uçmasını istiyoruz. Bizim iktidar sahipleri için dökecek kanımız yok!
Televizyonlarda savaş kışkırtılıyor, milliyetçilik arttırılıyor. Türk ve Kürtler birbirine düşürülmek isteniyor. Bizler aynı mahallerde, aynı işyerlerinde, aynı kahvelerde olan, birlikte yaşayan insanlarız. Bizler bugüne değin dostluk ve beraberlik içinde yaşadık ve bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. Buradan bu oyuna gelen herkese bunları hatırlatmak isteriz. Biz bir bütünüz, bu birliğimizi bozmak isteyenlere cevabımız şu olmalıdır: Bizler savaş değil barış ve kardeşilik istiyoruz. Bu haksız savaş bulsun, Kürt sorunu çözülsün istiyoruz. Tek savaş bizim işçi sınıfı olarak patronlar sınıfına karşı verdiğimiz savaş olsun. İşte o zaman barış güvercinleri uçacak dünyada.