
İktidar hırsı yüzünden gözleri dönmüş zalim egemenler, yüzlerce yoksul emekçinin kanını akıtmaktan sakınmıyorlar. Kirli hesaplarını her geçen gün yeni bir katliamla sergiliyorlar. Diyarbakır’da, Suruç’ta, Silopi’de, Cizre’de ve daha pek çok yerde yoksul emekçiler ve gencecik bedenler toprağa düşüyor. 10 Ekimde Ankara’da barış çığlıklarını yükseltmek için toplanan, yürekleri barış, demokrasi ve kardeşlik için çarpan onlarca insanı vahşice katlettiler. Yoksul işçi ve emekçi ailelerin evlerine her gün kara haberler gitmeye devam ediyor. Anaların yürekleri parçalanıyor. Hem Kürt hem Türk analar çocukları yerine taşa toprağa sarılmak zorunda bırakılıyorlar.
“İktidar sahiplerinin ve para babalarının çıkarları için çıkartılan haksız savaşta dökecek kanımız, feda edecek evladımız yok” demek için, 11 Ekim Pazar günü UİD-DER Kadın Komitesi olarak Şirinevler Meydanı’nda stant açtık. Cefakâr kadın işçilere ve meydandaki emekçilere seslenerek “Savaş da İstemiyoruz Düşmanlık da” diye haykırdık. Emekçileri siyasetçilerin kirli hesapları için ölmeye de öldürmeye de “hayır!” demeye çağırdık. Savaşın emekçi ailelerin evlatlarını kaybetmesi, gencecik çocukların cepheye sürülmesi, artan hayat pahalılığı olduğunu söyledik. Bu katliamlara, savaş kışkırtıcılığına karşı durmazsak sıranın herkese gelebileceğini dillendirdik. UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak tüm işçi ve emekçileri birlik olmaya çağırdık.
Pek çok sektörden kadın ve erkek işçi standımıza yoğun ilgi gösterdi. Özellikle Erdoğan’a ve AKP hükümetine tepkiler yoğundu. Meydandan gelip geçen emekçiler söylenerek, iç çekerek tepkilerini gösterdiler. AKP’ye oy vermiş bir kadın işçi; “bize artık kahırlı analar olmayı reva görüyorlar” diyerek bu kanın bir an önce durması gerektiğini söyledi. Emekli bir kadın işçi “bu katliamların sorumlusu belli ama söyleyemiyoruz, korkuyoruz” dedi ve iktidarın baskıcı ve yasakçı politikalarını eleştirdi. “Türk, Kürt ve Arap tüm halklar kardeştir. Bizim onlara, onların bize ihtiyacı var. Nedir bu dökülen kan? Ankara artık bardağı taşırdı” diye öfkeyle tepkisini dile getiren bir başka işçi, içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte meydanlarda emekçilere seslendiği için UİD-DER’e teşekkür etti.
Liseli ve üniversiteli gençler, kadınlar, emekçiler, mülteci işçiler, standımıza gelerek bizlerle duygu ve düşüncelerini paylaştılar. Standımızda, Karadenizli ve göçmen olduğunu ifade eden kadın emekçiler Erdoğan’a lanet okuyup, kendimize dikkat etmemizi temenni ettiler. “Ben ne yapabilirim?” diye soran gençler çalışmamıza katıldılar.
UİD-DER’li emekçiler, “Savaş, kıyamete kadar sürecek” diyen zalimlere inat, işçilerin birliği halkların kardeşliği temelinde barış talebini yükseltmeye devam edecek. Zulme ve eziyete birleşen işçiler son verecek!