
Bundan bir sene önce metal sektöründe toplu iş sözleşmesi yapıldı. Herkesin bildiği üzere Bursa’da bu sözleşmeye tepki olarak işçiler Türk Metal’den istifa etmeye başladılar. Bu olay kısa bir sürede yayılarak birçok ile sıçradı. On binlerce işçi Türk Metal’den istifa etti.
TM yöneticileri de “biz bu istifalardan dersler çıkardık” dediler. Bundan sonra daha demokratik, daha şeffaf ve daha mücadeleci bir sendika olacaklarını duyurdular. Sonra genel kurul toplandı, tek başına aday olan Pevrul Kavlak 264 delegenin 261’inin geçerli oyunu alarak tekrar Türk Metal sendikası genel başkanı oldu. Bu genel kurulda tüm işyerlerinde temsilcilerin seçimle geleceği, Türk Metal üyesi işçilerin ilk 100.000’e girerek 4 yıllık üniversite okuyan çocuklarına karşılıksız burs verileceği açıklandı. Toplanan sendika aidatlarının bir kısmının üyelere geri verilmesi için sözleşme bitimine kadar her bir üye işçiye 4 kereye mahsus 150’şer lira dağıtılacağı söylendi. On binlerce işçinin tepkisi, istifası ve eylemleri Türk Metal’i bu adımı atmaya zorlamıştır.
Kısa bir süre sonra temsilci seçimi yapılacak fabrikaların ismi vardiya gazetesinde açıklandı. Sohbet ettiğim Türk Metalli işçi arkadaşlarımdan şu sözleri duydum: “Bizim işyerinde aday olan işçileri fabrika yönetiminden çağırdılar, ya adaylığınızı çekersiniz ya da işten atılırsınız diye tehdit ettiler.” Kimi işyerlerinde ise fabrika şefleri aracılığıyla tehditler gerçekleşmiş, “muhaliflik yapmayın işinizden olmayın” gibi laflarla işçileri geri çekilmeye zorlamışlar. “Bu süreçten ders aldık” diyen Türk Metal yönetimi ders almadığını baskı politikalarıyla tekrardan bizlere göstermiştir. Tekrardan tehditlerle işçileri sindirmeye ve zapturapt altına almaya çalışmaktadır. Benim çalıştığım fabrikada da önümüzdeki günlerde seçim yapılması gündemde. Şu an fabrikadaki hemen her arkadaşım bu konuyu konuşuyor. Aslında mevcut temsilcilerin karşısına kim aday olarak çıkarsa çıksın seçimi kazanacağı ortada ancak bütün işçiler aslında bu seçimin formalite icabı yapıldığının ve gerçek anlamda bir değişim yaratmayacağının farkındalar. Yani Türk Metal hâlâ aynı çete, eski tas eski hamam.
Demokratikleşmeden, şeffaflaşmadan bahsedenler işçiyi geriye sürüklemeye devam ediyorlar. Bizler bu olaylardan dersler çıkardık diyenler sınıfta kaldılar. Sanıyorlar mı ki bu süreç burada bitti. Biz işçilerin mücadelesi yeni başlıyor. Biz işçiler de bu süreçten dersler çıkardık. Bizler birlikte ve örgütlü olursak neleri başarabildiğimizi neleri değiştirebildiğimizi gördük. Bizler metal işçileri olarak ekmeğimizi, mücadelemizi hep ileriye taşıyacağız.