Bir AVM’deki oyuncak satan dükkânın önünden geçerken veya televizyonda bir oyuncak reklamını gördüğümüzde “benim çocukluğumda böyle oyuncaklar yoktu” deriz. Belki de bir çocuk olup o oyuncaklarla oynamak istiyorsunuz? Çünkü bir işçi çocuğu olarak gerçekten yaşayamadığımız çocukluğumuz aklımıza geliyor ve çocuk olmak geliyor insanın içinden. Belki de şimdiki çocuklar şanslı, keşke çocuk olsam diye içlendiğimiz oluyordur? Ama ne yazık ki ne işçi çocuğu olarak biz şanslıydık ne de bugünkü işçi çocukları şanslı.
Çünkü işçi çocukları küçücük bedenleri ile anne ve babaları gibi çalışmak ve erken yaşta büyümek zorunda kalıyorlar. Haksız savaşlarda ya da savaştan kaçarken küçücük bedenli bu çocuklar büyümeden ölmek zorunda kalıyorlar. Geçmişte de bu böyleydi günümüzde de bu böyle. Peki, ya gelecek günlerde bu böyle olmaya devam edecek mi? İşçi çocuklarının anne ve babaları olan bizler birlikte örgütlü mücadeleyi büyütmeye başladığımız zaman çocuklarımızın gerçekten şanslı olarak yaşayacağı bir geleceği kurabiliriz. Biz işçi sınıfının anne babaları olarak çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyorsak hep birlikte mücadele etmeliyiz.