
Selahattin Demirtaş ve HDP heyeti, 137 gündür direnişte olan Serapool işçilerini ziyaret etti. Ziyaretçileri DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Keramik-İş yöneticileri karşıladılar. Arçelik LG direnişçilerinin yanı sıra, aralarında UİD-DER Kadın Komitesi’nin olduğu UİD-DER’li işçiler de ziyarette hazır bulundular.
Direniş alanında işçilerin coşkuyla karşıladıkları Selahattin Demirtaş, direniş çadırında ağırlandı. Burada bir konuşma yapan Kani Beko, Serapool işçilerinin mücadelesi hakkında bilgi verdi. Beko işçilerinin sendikalaşmak istedikleri için işten çıkarıldıklarını, direnişte olan işçiler işe geri alınana ve işçiler temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ücret alıncaya kadar mücadelenin devam edeceğini ifade etti. Beko, direnişçi işçileri ziyarete gelen Demirtaş’a, vekillere ve HDP’lilere teşekkür ederek sözü Demirtaş’a bıraktı.
Demirtaş direnişçi Serapool işçilerinin mücadelesi konusunda bilgi aldı karşılaştıkları baskıların, Türkiye’nin dört bir köşesinde işçilerin neredeyse kaderi haline getirildiğini, işyerlerindeki insanlık dışı uygulamaların bir örneği olduğunu belirtti. 5 aydır bütün işçiler için onurlu bir duruş ortaya koyan Serapool işçileriyle dayanışmanın bir görev olduğunu ifade etti.
Demirtaş canlarını ortaya koyarak çalışan işçilerin çabalarının karşılığının bu olmaması gerektiğini söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’de işçinin emeği ve canı hak ettiği kıymeti bulmuyor. İş cinayetleri bu yılın ilk 9 ayında neredeyse 1300’ü buldu. İşçilerin çalıştıkları yerde hem can güvenliği yok, hem iş güvenliği yok. Çalışma koşulları ve aldıkları ücret insani değil. İş güvencesine sahip değiller. Hak arama hürriyeti gerek yargısal gerek idari açıdan kapalı olduğu için işçiler haklarını bu şekilde grevlerle, direnişlerle arıyorlar. Ülkenin birçok yerinde grevler var ve toplumun çoğunluğu bunun farkında değil. Herhangi bir mankenin giydiği ayakkabının rengi haber bültenlerine konu olabiliyor, ama işçilerin yaşadıkları dram, iş koşulları, direnişler, iş cinayetleri maalesef haber olmuyor.”
Ülkenin yüzde 80’inin işçi ve emekçilerden oluştuğunu hatırlatan Demirtaş, hazinenin de bu yüzde 80’in emeğiyle oluşturulduğuna ama kazanç dağıtılırken büyük payın ülkenin en zengin yüzde 5’lik kısmına verildiğine dikkat çekti. “Cumhurbaşkanı ve Başbakan yabancı sermayeye Türkiye’yi cazip göstermek için ucuz işgücü olduğu propagandasını yapıyor” dedi. Grevlerde ve iş kazalarında devletin her zaman sermayenin yanında olduğuna, sermayeye güvence verdiğine dikkat çekti. “İşçinin alın teri kutsaldır” diyen Demirtaş, “ILO sözleşmelerini, iş yasasını, Avrupa Birliği’ni esas alıyorsanız işçiye hakkını vermeniz lazım” dedi. Parlamentonun gidişatı değiştirmek için anayasadan başlayarak radikal kararlar alması gerektiğini ifade eden Demirtaş, iş kanunlarının, ticaret kanunlarının işçinin lehine yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
İşçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ücretlerinin en az 5 bin lira olması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, asgari ücret konusunda AKP hükümetinin tutumunu eleştirdi: “Biz asgari ücreti 2 bin lira yapacağız dediğimizde Başbakan bizimle alay ediyor, 1300 lira yapacağız diyor. 1300 lira İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da ev kirası bile değil. ‘1300 liraya çıkaracağız’ diyor, ama ‘o da belli değil’ diyor. 2 bin lirayı işçiye çok görenler bin liralık bardaklardan su içiyorlar.”
Ülkedeki gelir adaletsizliğine dikkat çeken Demirtaş, “Soma’da katlediliriz, tekmeleniriz; greve çıkarız gazlarla karşılanırız; yürüyüş yaparsınız terörist ilan edilirsiniz, barış istersiniz bombalanırsınız, çıkarlar sırıtırlar, alay ederler sizinle. Cenazelerinizle alay ederler. Taziyenizle alay ederler. Bunlar kader değildir kardeşler. Bizler aynı partide buluşmak zorunda değiliz, ama aynı ilkelerde ve insanlık onurunda buluşmak zorundayız. Bu işin Kürdü, Türkü, Alevisi, Sunnisi yok. Açız, yoksuluz, perişanız ama çoğunluk biziz. Ülkemizi bizler yönetelim. Mecbur değiliz bunlara.”
Demirtaş “onlar güçlüler ama biz çoğunluğuz” dedi ve ekledi: “Serapool işçileri burada direnirken başka fabrikalardaki işçiler dayanışma grevleriyle mücadeleye destek olabilmeli. Buradaki işçiler kendileri için direnmiyor. Arçelik-LG işçileri kendileri için direnmiyor. Bütün işçilerin bunları görmesi lazım.”
Direnişçi işçilerin çayı eşliğinde devam eden sohbetin sonunda Selahattin Demirtaş ve HDP heyeti alandan ayrıldı.
Ziyaretin ardından sohbet ettiğimiz kadın işçiler, Serapool direnişçileri olarak AKP’li Pendik belediye başkanına gittiklerini, işyerinde yaşadıkları haksızlıkları anlattıklarını ama seçtikleri sendika nedeniyle destek bulamadıklarını anlattılar. “Selahattin Demirtaş bizlere eli silahlı terörist olarak anlatıldı. Korkutulduk. Ama bizi ziyaret etti ve işçilerin haklarından bahsetti. Bize destek oldu. Çok etkilendik. Oylarımızı alanlar bize ihanet ederken oy vermediğimiz, önyargılı davrandığımız HDP’liler bizlere destek oldular. Siz UİD-DER’li dostlarımıza da HDP’lilere de teşekkür ederiz” dediler.