
İstanbul Florya’da bulunan ve tül üretimi yapan Bayteks’te, işten atılan 7 arkadaşlarının işe iade edilmesi ve sigorta primlerinin gerçek ücretleri üzerinden yatırılması için 25 nakış işçisi Pazartesiden başlayarak 3 gün boyunca iş durdurdu. Bunun üzerine patron, işyerindeki tüm işçilere hakaret ederek işten çıkardı. 19 Kasım Perşembe gününden itibaren işçiler, işyeri önüne çadır kurarak direnişe geçtiler.
Patronun AKP’li Kadın Girişimciler Derneği Başkanı olduğu bilinen fabrikanın önündeki direniş alanında polis üzerinden işçilere baskı yapılıyor. Polis, direniş çadırının görüntü kirliliği yaptığını ve kaldırımı işgal ettiğini söyleyerek çadırı kaldırmaları için işçileri tehdit ediyor.
20 Kasım akşamı direniş alanına gelen polisle işçiler arasındaki diyalog, işçiler hak arama mücadelesi verdiklerinde devletin ve polisin durduğu yeri göstermesi açısından oldukça önemli bir içeriğe sahipti. İşçilerden polise: “Bu patron bizim sigorta primlerimizi net maaşlarımız üzerinden yatırmayarak hem bizden hem devletten çalıyor. Hırsızlık yapıyor. Hakkını arayan işçilerle uğraşmayın. Hırsızlarla uğraşın.” Polisten işçilere: dönüp “Ne yapalım yani herkes çalıyor. Bu bizi ilgilendirmiyor. Bize emir yukarılardan geldi. Bu çadırı zor kullanarak da olsa kaldıracağız. Biz devletin sopasıyız.”
21 Kasımda Bayteks işçilerini başka atölyelerde çalışan nakış işçileri, demokratik kitle örgütleri ve UİD-DER’li işçiler yalnız bırakmadılar. Farklı atölyelerde çalışan nakış işçileri, vardiyalarından çıktıktan sonra Beşyol Metrobüs durağında toplanarak sloganlarla direniş alanına geldiler. Nakış işçileri, “Sendika, Sigorta, 8 Saat İşgünü”, “Birleşen İşçiler Yenilmezler”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması!” sloganlarını attılar. Direniş alanında Bayteks direnişine, nakış işçilerin birliğinin önemine ve sınıf dayanışmasına dair yapılan sohbetlere UİD-DER’li işçiler de katıldılar. Yapılan sohbetlerin ardından Bayteks işçileri, Pazartesi günü sabahtan direniş alanında buluşmak üzere ayrıldılar.