Türkiye, 24 Kasımda sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürdü. Ortadoğu’nun Üçüncü Dünya Savaşının alevleriyle yandığı, savaşın değişik biçimlerde Avrupa’ya sıçradığı şu günlerde, bu olay iki ülke arasında gerilimi iyice arttırdı. Kendi çıkarları doğrultusunda milliyetçiliği kışkırtan, halklar arasında düşmanlık yayan, işçi sınıfını bölüp parçalayan Türk ve Rus sermaye sınıflarının gözünü kan bürümüştür ve elbette bu olaydan da sonuna kadar yararlanmak istiyorlar. Bu uğurda, emperyalist savaşlardan hiçbir çıkarı olmayan, tersine, en fazla yıkıma uğrayan işçi sınıfını ve yoksul emekçileri ateş cehennemine çekmek istiyorlar.
İki ülkenin işçi örgütleri yaptıkları ortak açıklamada hükümetlere barış çağrısı yaptılar. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun web sitesinden aldığımız konuya ilişkin haberi yayınlıyoruz:
Rusya Emek Konfederasyonu (KTR) ve Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ortak bir açıklama yaparak iki ülke arasındaki gelişmelerden endişe duyduklarını belirttiler. KTR Genel Başkanı Boris Kravchenko ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun imzalarıyla yayımlanan açıklamada yükselen gerilimin sadece ölüm ve yoksulluk getireceği söylenirken, sorunun barışçıl yöntemler ile çözülmesi gerektiği vurgulandı.
KTR DİSK Ortak Açıklaması, Rusça, İngilizce ve Türkçe olarak yayımlandı.
“Şiddet ve ekonomik yaptırım değil barışçıl çözümler”
Beko ve Kravchenko açıklamada “Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve uluslararası alana etkilerini kaygı ile takip ediyoruz. Bu gelişmelere bağlı olarak Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler de endişe verici ve tehlikeli bir sürece girmiş bulunuyor. Türkiye ve Rusya işçileri adına, uluslararası sorunların savaş, şiddet ve ekonomik yaptırımlarla değil, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yana olduğumuzu hatırlatmak isteriz. Rusya ve Türkiye işçileri olarak halklarımızın karşı karşıya gelmesinden değil insanlık düşmanı teröristlere karşı toplumsal alanda birlikte mücadele etmesinden yanayız. Çünkü bu mücadele bir insanlık ödevi olduğu kadar uluslararası hukukun da gereğidir” ifadelerini kullandı.
“Savaş ölüm ve yoksulluk demektir”
“Her iki ülkenin politikacıları soğuk savaş günlerine dönüşe neden olacak politikalardan titizlikle kaçınmalı ve aksine komşuluk ilişkilerini güçlendirmelidir. Çok iyi biliyoruz ki; iki ülke arasındaki siyasal, ekonomik ve sosyal ilişkilerin bozulması, savaş tehdidinin ortaya çıkması öncelikle işçi ailelerini etkileyecektir. Bu gerilim sadece yoksulluk ve ölüm getirecektir” diyen sendika başkanları bütün işçileri barışı savunmaya çağırdı.