Geçtiğimiz haftalarda Umur matbaasında üç işçi uydurma gerekçelerle işten atıldı. Umur’da işçiler örgütlenip mücadele etmedikçe işten atılmaların ve hak gasplarının sonunun gelmeyeceğini biliyoruz. İşten atılmaların sıradanlaştığı Umur’da işçiler soruyor: “Şimdi sıra hangimizde?”
Hakkını arayan işçiler sorgusuz sualsiz kapı dışarı ediliyor. Patron, işçilerin yasal hakkı olan “yıpranma payları”nı ödemiyor. Zorunlu mesailerle işçilerin sosyal hayatları yok ediliyor. İş Kanununda dahi olmayan para kesintileriyle işçiler cezalandırılıyor. İnsan sağlığına elverişsiz ortamda bir bir hastalanarak yıllardır çalışmaya devam ediliyor. İşçilerin bu gidişe dur demelerinin, haklarına sahip çıkmalarının ve insanca çalışacakları koşullar için mücadele etmelerinin vakti çoktan gelmiştir.
Umur, matbaa sektöründe sayılı fabrikalardan biri. Fakat Umur yoktan var olmadı. Onu bugünlere getiren tek şey işçiler olmuştur. Umur işçileri yıllardır düşük ücrete, yoğun mesailere, meslek hastalıklarına ve iş kazalarına karşı seslerini çıkarmadan çalışıyorlar. İşte Umur’u matbaa sektöründe en büyük fabrika haline getiren budur. İşçilerin yoğun ve acımasızca sömürülmesidir. Gözlerimizin önünde iki Umur var. Biri servetine servet katan Umur patronu, diğeri boğazına kadar yoksulluğa sürüklenmiş 800 civarındaki Umur işçileri. Umur işçileri hakları için ortak mücadele vermedikçe paylarına hep sefalet, yoğun çalışma saatleri ve iş kazaları düşmeye devam edecek.
Biz işçiler çalışmaz ve üretmezsek fabrikalarda her şey durur. Bir tek koli dahi basılamaz, harmanlanamaz, ciltlenemez. Fabrika cansız bir cesede dönüşür. Yapılması gereken tek şey var: Gücümüze, birliğimize, mücadelemize, örgütlerimize daha fazla güvenmek. Umur işçileri haklarını kazanmak için mücadele etmezlerse, hiçbir hakka sahip olamazlar. Hak verilmez alınır demiş atalarımız. Bu doğru sözü rehber edinelim!
Eğer Umur işçileri birlik ve örgütlülüklerini sağlayıp sendikalı olsalardı, patron bu kadar pervasızca işçi atamaz, işçilerin haklarını gasp edemezdi. Hakkımızı aradığımız, haklarımıza sahip çıktığımız için sorgusuz sualsiz işten atılmak istemiyorsak birleşmeli, örgütlenmeli ve sendikalaşmalıyız.