
Serapool işçileri, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı daha iyi koşullarda çalışabilmek için DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikasına üye olmuşlardı. İşçilerin sendikalaşmasını hazmedemeyen işveren bir işçiyi “bir gün çocuğunu göremezsin” diye tehdit ederek haksız yere işten çıkarmıştı. Bunun üzerine tüm işçiler “bugün arkadaşımızı tehdit eden patron yarın aynısını bize de yapar” diyerek iş durdurmuştu. İşçiler, baskı ve tehditlere maruz kalmadan sendikalı olarak çalışmak istiyorlardı. İşveren ise işçilere “yasadışı grev” yaptıkları gerekçesi ile dava açmıştı. 24 Aralıkta, direnişlerinin 197. gününde işverenin “yasadışı grev” gerekçesi ile açtığı dava Serapool işçilerin lehine sonuçlandı. Bu davanın işçiler lehine sonuçlanması, daha önce Mersin Liman işçilerinin kazanımını hatırlattı.
22 Mayısta UİD-DER’in sitesinde Mersin Liman işçilerinin birikmiş ikramiyelerini almak ve taşeron çalışmaya son vermek için yaptıkları eylemi ve ardından işten atılan işçilerin emsal teşkil eden Yargıtay kararı şu satırlarla anlatılmıştı;
“Mersin Liman işçileri taşeron uygulamasına son vermek ve birikmiş ikramiyelerini almak için mücadele ediyorlardı. İşçiler, 24 Şubat 2013’te Mersin Uluslararası Limanı (MIP) şirketinin saldırılarına son vermek için işi durdurdular ve limanın tüm girişlerini konteynerlarla kapattılar. Bunun üzerine MIP yönetimi, 22 işçiyi işten attı, onların birliğini kırmaya çalıştı. İşten atılan işçiler, 9 Martta işyeri önünde direnişe geçtiler. Direniş 3 Nisanda, içerideki işçilerin vinçleri işgal etmesiyle doruk noktasına ulaştı. İşçiler, 53 saat boyunca vinçlerin üzerinde kaldılar. Çeşitli sendika yöneticilerinin araya girmesiyle işçiler, vinçlerden aşağıya inmeye razı oldular. MIP yönetimi kısmi olarak geri adım attı ve işten atılan 22 işçiden 18’ini işe aldı. Ancak 4 işçinin işe dönüşü engellendi. İşçiler ise işe iade talebiyle mahkemeye başvurdular. Mersin 3. İş Mahkemesi, dört işçinin aleyhine karar verdi. İşçiler, kararı temyize taşıdılar. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını bozdu, işçileri işlerine iade etti ve davayı sonuçlandırdı. Yerel mahkeme işçilerin işten atılmasını, kanunsuz grev yaptıkları gerekçesiyle haklı bulmuştu. Yargıtay ise, Mersin Limanı’nda çalışan işçilerin haklarını ararken ortaya koydukları mücadeleyi kanunsuz grev kapsamında değerlendirmedi. İşçilerin kullandıkları mücadele yöntemlerinin yasaya aykırı olmadığını tespit etti.”
Haberin devamında bu kararın önemi şöyle anlatılmıştı; “Bu karar, hakkını arayan işçilerin üretimden gelen gücünü kullanmasının önündeki engellerden birini temizlemektedir. Karar, “toplu eylem” hakkını kullanan işçilere, “yasadışı eylem yapıyorsunuz” diyen patronların iddialarını da çürütmektedir. İşçilerin, işten atmalara, uzun iş saatlerine, düşük ücretlere, iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına karşı toplu eylem yapma hakları vardır. Yargıtay kararında da belirtildiği üzere Mersin Liman işçilerinin eylemi, taşeron çalışmayı yaygınlaştırma hamlesine karşı girişilen toplu eylem ve limanın kapılarının kapatılması demokratik bir hakkın kullanılmasıdır. Yargıtay kararında ortaya konan bu ifadeler, artık tüm işçiler için yasal bir dayanaktır.”
Mersin Liman işçilerinin davası işverenin haksız uygulamalarına karşı bir araya gelip toplu olarak iş durduran işçilerin kazandıkları emsal bir dava olmuştu. Mersin Liman işçilerinin bu kazanımı ilerde işçilerin benzer gerekçelerle açtıkları davalar için bir örnek teşkil edecek çok anlamlı bir kazanım oldu. Mersin Liman işçilerinin ardından Serapool işçilerinin de davasının kazanımla sonuçlanması önemlidir.
Bugün direnişlerinin 200. gününde olan Serapool işçilerinin işe iade davaları Ocakta görülmeye devam edecek.