20 Nisan Pazar günü İstanbul Anadolu yakasındaki bir tiyatro salonunda UİD-DER Tiyatro Kulübü’nün düzenlediği “1 Mayıs Karanfilleri” adlı işçi tiyatrosunu Kocaeli Üniversitesinden öğrenciler olarak izledik. Pazar sabahı erkenden yola çıktık. Bir işçi tiyatrosunu ilk defa izleyecektik ve çok merak ediyorduk. Tiyatro salonuna geldiğimizde çok şaşırdık. Salon hınca hınç dolmuştu. Çok muhteşem bir kalabalık vardı. Tiyatro başlamadan önce 1 Mayıs’ın geçmişine dair bilgiler verildi. Tiyatroyu baştan sona kadar hiç sıkılmadan izledik. İzlerken orda yapılan haksızlıkları sanki o an biz de yaşadık. Çok etkileyici bir oyundu. 1886’da Amerikalı işçiler “8 saat iş, 8 saat uyku ve 8 saat canın ne isterse” sloganlarıyla sokaklara dökülüyorlar. İşçi hareketine önderlik yapan işçiler tutuklanıyorlar. Burjuvazinin kurduğu düzmece bir mahkeme tarafından iftiralar sonucunda idam kararı veriliyor. Bu iftiraların asılsız olduğunu herkes biliyordu. Hatta olaydan iki yıl sonra yargıç bile bunu itiraf ediyordu.
1 Mayıs Amerikalı işçilerin kanlarını dökerek kazandıkları ve bizlere miras bıraktıkları çok önemli bir gündür. Ama bizler bu mirası korumak yerine gün geçtikçe tüketiyoruz. Eğer bu mirası korumak ve zenginleştirmek istiyorsak mücadele etmeliyiz. 1 Mayıs yaklaşıyor dostlar. İşçi-emekçi yığınlarına yapılan haksızlıklara karşı durduğumuzu göstermek istiyorsak alanlara koşmamız gerekiyor. Eğer işçiler örgütlenmezlerse ellerinde kalan kırıntıları da kaybedecekler. Eğer huzur dolu, yaşam dolu bir dünya istiyorsak , örgütlen, örgütle!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!