
AKP’li İstanbul Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı park ve bahçelerde çalışan taşeron işçiler işten atıldı. 5 Ocak günü 2 taşeron şirket, 300’den fazla işçiyi telefonla arayarak işten çıkarıldıkları haberini verdi. İşten atıldıklarını öğrenen işçiler, sigortalarını kontrol ettiklerinde sigorta çıkışının 31 Aralık olduğunu gördüler. Yeni yıla işsiz kaldıklarından habersiz giren işçiler, üstelik 5 gün boyunca sigortasız ve bedavaya çalıştırılmış oldular.
İşçiler, işten atıldıklarını öğrendikleri ilk iki gün boyunca Küçükçekmece Park ve Bahçeler Müdürlüğü önünde eylem yaparak işe iade edilmelerini talep ettiler. Belediye başkanıyla görüşme ayarlamaya çalışan işçiler, eğer sonuç alamazlarsa işe dönüş için eylemlerine devam edeceklerini açıkladılar.
İşten atılan işçiler arasında aynı firmada 10-12 yıl çalışmış işçiler de var. Kış şartlarında işsiz kalmanın felaket olduğunu dile getiren işçiler, yetkililerle görüşeceklerini ve mücadele edeceklerini ifade ettiler. Atılan bir işçi “ben AKP için seçim çalışmalarında sabah saat 05.00’da direklere bayrak astım. Çocuğum hastaydı ama seçim çalışmalarına katıldım. AKP belediyesi bunu kendi işçisine nasıl yapar!” diye konuştu.
AKP’ye oy veren işçinin sözlerini, 2014 yılında CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nde işten atılan CHP’li işçilerin söyledikleriyle birlikte değerlendirelim. O dönemde CHP’li işçiler CHP’li belediye kendilerini işten atınca aynı duyguları hissedip aynı tepkileri vermişlerdi; “CHP belediyesi bunu kendi işçisine nasıl yapar!”
Oysa bu partiler işçilerden değil sermayeden yana partiler. Sermaye düzeninin çıkarları için hizmet ediyorlar. Bu nedenle patronlar sınıfının partilerinden işçilere hayır gelmez. Birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyormuş gibi görünen bu partiler, sıra işçilerin haklarını göz dikmeye gelince ortaklaşıverirler. İşçilerin sorunlarını çözmek için kendi birliklerini yaratmalarından ve mücadele etmelerinden başka çıkar yol yoktur.