Demiryolu işçileri, 6 Ocakta hükümetin “reform” adı altında işçi haklarına saldırma planlarına karşı greve çıktılar. Hükümet demiryollarını modernize edeceğini ve sektörü daha etkin hale getireceğini açıklamıştı. Ancak amaç işçilerin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak.
CSC-Transcom ve CGSP-Cheminots sendikaları, hükümetin kemer sıkma önlemleri dayattığını ve bunun da işçilerin işlerini kaybetmelerine, bütçe kesintilerine ve tam da çevre dostu toplu taşımacılık gerekliyken demiryollarının alt yapısının parçalanmasına yol açacağını söylüyorlar.
Sendikalar, başlangıçta Belçika genelinde beş günlük grev yapmayı planladılar. Fakat emekçilerin zor duruma düşeceğini hesaplayarak bu planlarından vazgeçtiler ve grevi iki günle sınırladılar. Ülkenin kuzeyindeyse grev iptal edildi.
Demiryolu işçilerinin bu tutumuna rağmen Belçika Teşebbüsleri Federasyonu, grevi “kabul edilemez, sorumsuzca ve zarar verici” ilan etti. Ekonomiye darbe vuracağını ve ülkenin imajını zedeleyeceğini ileri sürdü. İşçilerin hak gasplarına karşı durmasına tahammül edemeyen federasyon grevi karalamaya çalıştı.
İki günlük grev ulusal taşımacılığı etkilemenin yanı sıra uluslararası demiryolu taşımacılığını da etkileyerek işçilerin gücünü ortaya koydu. Fransa ve Almanya’dan Belçika’ya sefer yapan yüksek-hızlı trenler çalışmadı. İngiltere ve İsveç seferleri de grevden etkilendi.
Belçika’da sık sık grevler ve işçi protestoları görülüyor. Son yıllarda binlerce kişi kemer sıkma programlarına karşı düzenlenen eylemlere katıldı. İşçiler, kemer sıkma programlarına karşı çıkarak ve üretimden gelen güçlerini kullanarak Belçikalı egemenlere haklarını koruyacakları mesajını veriyorlar.