
Brezilya’da toplu taşıma araçlarına %10 civarında zam yapılınca başta gençler olmak üzere binlerce emekçi sokaklara döküldü. Sao Paulo’da otobüs biletleri 3,5 realden 3,8 reale, Rio de Janeiro’da ise 3,4 realden 3,8 reale (yaklaşık 3 lira) yükseldi. Ulaşıma yapılan zammı protesto etmek isteyen binlerce emekçi polisin azgınca saldırısına maruz kaldı.
Brezilyalı emekçiler geçtiğimiz yıllarda da kitlesel eylemler gerçekleştirerek hükümetin yolsuzluklarını protesto etmiş, 2014 Dünya Kupası ile 2016 Olimpiyatlarına ayrılan bütçe yerine emekçiye bütçe ayrılmasını talep etmişlerdi. Özellikle 2013’teki gösterilerde 1 milyon işçi-emekçi yaklaşık 200 kentte eylemler gerçekleştirerek hayat pahalılığına, kamu hizmetlerinin yetersizliğine dikkat çekmişlerdi.
8 Ocak gecesi São Paulo, Rio de Janeiro ve Belo Horizonte gibi büyük şehirlerde kitlesel eylemler gerçekleşti. Eyleme katılan bir protestocu, “Biz fiyat artışına karşı mücadele ediyoruz. Bu, %40 zammı ceplerinde hisseden nüfusun büyük çoğunluğunu etkiliyor” derken, sendika liderlerinden Marcelo Schmidt “Bu halk protestosudur. Ne kadar çok insan gelirse o kadar iyi olur. Biz sokaklardan, halktan bu fiyatların düşürülmesi için baskı istiyoruz. Aynen geçtiğimiz yıl yaptığımız gibi” şeklinde konuştu. Bir başka eylemci, hükümetin politikalarını eleştirerek taleplerini şöyle dile getirdi: “Okullar terk edildi. Sağlık sistemimiz krizde. Hükümetimiz ise parayı olimpiyat oyunları için harcıyor ya da otomotiv sektörüne teşvik veriyor. Toplu taşıma, kaliteli sağlık ve eğitim hizmeti için kaynak mevcut ve bugün biz de bunu talep ediyoruz.”
Ekonomik ve siyasi kriz dünyanın pek çok ülkesini etkisi altına aldığı gibi, bir kez daha Brezilya’yı sarsmaya başladı. Latin Amerika’nın en büyük ekonomisine sahip Brezilya’da Ekim ayında 1,5 milyon kişi işsiz kaldı. İşçi ve emekçileri sefalete, işsizliğe iten patronlar sınıfı ve hükümet, krizin faturasını işçilere ödetmek istiyor. Hükümet patronları krizden kurtarmak için teşvikler sağlarken, milyonlarca işçinin işsizliğe, açlığa itilmesini ise umursamıyor. Ancak işçiler, krizin faturasını ödemeyeceklerini kitlesel eylemlerle ilan ediyorlar.