İşçi sınıfının, birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs işçi sınıfının mücadele ettiğinde neler kazanacağını göstermesi açısından bizler için çok önemli bir gündür. Diğer taraftan 1 Mayıs patronlar sınıfının tüm baskılarına rağmen işçi sınıfının gücünü göstermesi açısından da önemli bir gündür. Ayrıca tüm dünya işçi sınıfının her yıl aynı gün alanlara çıkarak taleplerini haykırdığı bir gündür 1 Mayıs.
İşçi sınıfı, geçmişte yürüttüğü mücadelelerde zaman zaman kazanımlar elde etmesine rağmen zaman zaman da yenilgiler yaşamıştır. Ama işçi sınıfının bu yenilgilerden sonra güzel bir dünyaya dair umutları kaybolmamıştır. İşçi sınıfı tarihin her döneminde mücadele bayrağını yükseltmek için bedeller ödemiştir. İşte 1 Mayıs da sınıfımızın bedeller ödeyerek kazandığı bir mücadele günüdür. Amerikan işçi sınıfı 1886’da 16 saate varan çalışma saatlerini 8 saate düşürmek için mücadeleye girişti. Amerikan işçi sınıfı 8 saatlik işgünü talebiyle mücadele bayrağını yükseltmek için kavgaya atıldı. İşçi sınıfı bedeller ödeyerek burjuvaziye 8 saatlik çalışma gününü kabul ettirdi. Yani patronlar vermedi bize 8 saatlik işgününü, biz canımız pahasına kazandık. İşçi sınıfı mücadele ettiğinde kazanamayacağı hiçbir şey yok.
Düşünün o dönemde yaşam koşullarını. İnsanlar açlıkla, işsizlikle, uzun çalışma saatleriyle karşı karşıya ama bunlara bakıp yılgınlık göstermek yerine mücadele ettiler ve kazandılar. Bugün de değişen bir şey yok. Bir yandan emperyalist savaş dünyayı kaplıyor, işsizlik muazzam derecede yüksek, açlıkla, yoksullukla boğuşuyoruz. Diğer yandan yaşadığımız topraklarda Kürt ulusuna karşı yürütülen kirli savaş alabildiğince yoğunlaşıyor.
Önümüz 1 Mayıs. Dünyada yaşanan bunca haksızlığa karşı sesimizi haykırmak için UİD-DER kortejinde yerimizi almalıyız. Eğer yaşanan olumsuzluklara bakıp yılgınlık içine düşersek bizi daha da karanlık günler bekliyor.
UİD-DER’li işçiler olarak biz, tarihimizden dersler çıkararak mücadeleye devam ediyoruz. İşçi sınıfı birlikte mücadeleye atıldığında kazanacaktır. Bireysel kurtuluş hayallerine dalıp gidersek hiç bir şey kazanamayız. UİD-DER’li işçiler olarak bugün yaşanan olumsuz koşullara bakıp geriye değil ileriye doğru yürüyoruz. Biliyoruz ki tarih hep böyle durağan geçmiyor. İşçi sınıfı, uykudan uyanıp bu lanet olası sömürü düzenini tarihteki hak ettiği yere fırlatacaktır.
UİD-DER’li işçiler olarak yürüttüğümüz bu mücadelede, tüm işçi emekçi kardeşlerimizi derneğimize bekliyoruz. UİD-DER insanların kardeşçe ve barış içinde yaşadığı bir dünyayı kurmak için mücadeleye devam ediyor. İşsizliğin, savaşların, yoksulluğun, sömürünün olmadığı, herkesin özgürce yaşayabileceği bir dünya için mücadele etmeliyiz. Bu bilinçle ya mücadele edip kazanacağız ya da bu sömürü düzeni içinde kalıp karanlığa boyun eğeceğiz.
Kazanılmış haklarımızı gasp ettirmemek için, emperyalist savaşlarda emekçilerin ölmemesi için, iş kazalarında katledilmemek için, Kürt ulusuna karşı yürütülen haksız savaşa karşı çıkmak için, tüm halkların kardeşçe ve barış içinde yaşadığı bir dünya için, haydi UİD-DER’le 1 Mayıs’a!