
Gelişen teknoloji sayesinde uzaktan kontrol yöntemiyle belirli bir merkezden işyerlerinin denetimi ve yönlendirilmesi mümkün olabiliyor. İşverenler bu tür teknik olanakları, kendi çıkarları doğrultusunda işçilerin izlenmesi amacıyla kullanıyorlar.
Özel bir işyerinde uzun yıllardır ofis elemanı olarak çalışmaktayım. Ofisimiz yeni yerine taşınırken son teknoloji kameralarla donatıldı. Kameralar her noktayı gören, her masaya zoom yapan ve aynı zamanda ses kaydı da gerçekleştiren türden. Patronun bulunduğu yerden çayını kahvesini yudumlarken sizi izlemesi, “Acaba şu an izleniyor muyum?” düşüncesiyle çalışmaya zorlanmak çok korkutucu. Hele ki bir kadın işçiyseniz rahatsızlık çok daha fazla artıyor. Her an, taciz ediliyorum duygusu yaşıyor insan.
Patrona, bir kadın olarak kamera ile sürekli izlenmekten ve dinlenmekten duyduğum rahatsızlığı dile getirdiğimde pişkince şu cevabı verdi: “Şirketimiz büyüdü, bu tür yöntemler kurumsallaşmanın ve iş verimliliğini arttırmanın bir gereği. Büyük firmalar bunu böyle yapıyor.”
Patronun işyerine kamera koymaktaki amacı “ofiste olmasam bile sürekli gözüm üzerinizde, her hareketinizi görüyorum” basıncı yaratmak, işçiyi psikolojik baskı altına almaktır. Bu, aslında bir çeşit mobbing uygulamasıdır.
Patronların işçileri bu yöntemlerle izlemesi, işçide; “acaba şu an izleniyor muyum, daha çok çalışmalıyım, işten atarlar mı beni?” gibi düşüncelere ve psikolojik tahribatlara neden oluyor. Uzun yıllar çalışıp da bu tür uygulamalarla karşı karşıya kalmak fiziki ve ruhsal çöküntüye sürüklüyor bizleri. Uzun çalışma saatleri, işin ve iş yükünün ağır olması, oturup kalkma, eğilme, tuvalete gitme, telefonla konuşma gibi her hareketin kontrol edilmeye çalışılması motivasyon bozukluğuna ve strese neden oluyor. İşverenler biz işçilerin “çalışma ahlâkına” güvenmeyip nasıl çalıştığımızı her an gözetliyorlar ama biz de aslında onlara güvenmiyoruz.
Taciz suçtur ve bir insanı rızası dışında kamera ile izlemek de aslında bir tacizdir. Çeşitli gerekçelerle yaşam alanlarımızın tamamına kameralar yerleştirildi. Ve artık her yerde kamera olması normalmiş gibi gösteriliyor. Ne kameraların bütün yaşamımızı gözetlemesi normal ne de biz işçilerin bunu hiç itiraz etmeden kabullenmemiz.
Hayatımızdaki hiçbir dayatmayı kabul etmek zorunda değiliz. Ama patronlar sınıfının dayatmalarına karşı gerçek mücadele de ancak örgütlü olunursa verilebilir.