
Tuzla Deri Sanayi’de Deriteks Sendikası tarafından kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesini protesto etmek için 2 saatlik iş bırakma eylemi, yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Deriteks’in örgütlü olduğu tüm fabrikalardan işçilerin katıldığı eyleme çeşitli siyasi örgütler, sendikalar ve mücadele örgütümüz UİD-DER destek verdi.
Uyguner Deri fabrikası önünde toplanan işçiler, kortej halinde yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Sözleşme Hakkımız Engellenemez!”, “Sözleşme Hakkımız, Grev Silahımız!”, “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!”, “İşçiler Birleşin, Sömürüye Son!” sloganları atıldı.
Yürüyüş yolu üzerindeki Alderi fabrikasının önünde kısa bir süre durularak, patronun sendika düşmanı tutumu protesto edildi. Patrona yaptığı yetki itirazını geri çekme çağrısı yapıldı. Yürüyüşün sonunda direnişin 60 gündür devam ettiği Aka Deri önünde toplanıldı.
Direniş çadırı önünde işçilere seslenen Deriteks Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, sokağa çıkma yasaklarının, savaşın ve gerçekleşen ölümlerin bir an önce durdurulması gerektiğini, Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci işçilerin ucuz işgücü olarak patronlar tarafından kullanıldığını ifade etti. Binali Tay, Aka Deri direnişinin gelişimini anlattı, işçilerin Rusya ve Türkiye arasında patlak veren kriz nedeniyle işten çıkarılmasına tepki gösterdi. Kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceklerini vurguladı.
Tay’ın ardından basın açıklamasını yapmak üzere, Deriteks Genel Başkanı Musa Servi söz aldı. Servi, Kıdem tazminatının 1936’dan bu yana işçilerin hakkı olduğunu, kırpılarak bugüne kadar getirildiğini hatırlattı. Geçmişte kıdem tazminatına tavan uygulaması olmadığını, o yıllarda emekli olan işçilerin emeklilik parasıyla kendilerine ev alabildiklerini hatırlatan Servi, bunun kıdem tazminatının kırpılması nedeniyle bugün mümkün olmadığını anlattı. AKP hükümetinin bir algı oluşturarak işçilerin bugün yüzde 85’inin kıdem tazminatı alamadığını iddia ettiğini, medyanın da iktidarın borazanlığını yaparak bu algıya katkıda bulunduğunu ifade etti. Süleyman Soylu’nun “30 güne dokunmayacağız” sözlerini de hatırlatan Servi, bu açıklamanın da gerçek olmadığını anlattı.
Servi, “kıdem tazminatı işçilerin kırmızıçizgisidir. Kıdem tazminatının gasp edilmesi halinde örgütsüzlükle karşı karşıya kalacağız” dedi. İşsizlik fonunun patronlara teşvik olarak peşkeş çekildiğini hatırlatarak “bu nedenle kıdem tazminatının fona devredilmesine karşıyız” dedi.
Kadınların yarım gün çalışmasını sağlayan yasayı da eleştiren Servi, patronların bu durumda kadın işçi çalıştırmak istemeyeceklerini, bu yasanın kadınları eve kapatmaya yönelik olduğunu ifade etti.
Türkiye’de ve Ortadoğu’da devam eden savaş ortamında, çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğini, kalıcı barışın sağlanması gerektiğini ifade etti. Servi sözlerini şöyle bitirdi: “Bu ülkede barış suçsa, bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Sonuna kadar barış.”