
21 Şubat Pazar günü derneğimizin Ankara temsilciliğinde “Sermayenin Hizmetindeki Yalan Makinesi: Medya” başlıklı etkinliği gerçekleştirdik. Seminere metal, matbaa-yayın, eğitim, hizmet sektöründen işçiler ve genç işçi-öğrenciler katıldı.
Etkinliğimizde patronlar sınıfının hizmetindeki medyanın işçi-emekçiler için ne ifade ettiği, hayatımızı nasıl etkilediği anlatıldı. Patronlar, sömürü düzenlerini devam ettirebilmek için medyayı çok etkili bir biçimde kullanıyor. Burjuva medya durmadan yalan söylüyor, gerçekleri çarpıtıyor ve işçi-emekçileri kandırıyor, uyutuyor. Kitle iletişim aracı olarak tanımlanan medya aslında egemen sınıfın fikirlerini işçilere taşıyan bir manipülasyon aracıdır. Seminerde patronların medyasında savaşın, Kürt illerinde yaşanan katliamların, iş kazalarının ve işçi eylemlerinin nasıl çarpıtıldığı videolar gösterilerek anlatıldı. Medyanın patronlar tarafından işçilerin bilincini yıkayan ve örgütlenmesini engelleyen bir araç olarak kullanıldığı ifade edildi. Sermayenin hizmetindeki medyaya karşı işçi sınıfının uyanık olması gerektiği belirtildi. İşçi medyasının takip edilmesi ve güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Etkinliğin birinci bölümü İşçi Dayanışması bültenini ve Dayanışma Televizyonu’nu işçilere ulaştırmanın önemine değinerek sonlandırıldı.
Etkinliğin ardından işçi ve emekçiler düşüncelerini paylaştı ve konuyla ilgili sorular sordu. Gazetecilik eğitimi almış bir işçi, okulda etkinlikte anlatılanların tam tersinin öğretildiğini söyledi. Derslerde bağımsız ve tarafsız medyadan bahsederken aslında burjuvazinin çıkarları doğrultusunda bir medyacılık öğretildiğini ifade etti. Medya tarafından sürekli aldatıldığımızı ve bundan kurtulmanın yolunun gerçeklerin gösterildiği işçi basınını takip etmek olduğunu söyledi.
Harb-İş üyesi bir işçi UİD-DER’le İşçi Dayanışması gazetesi vesilesiyle tanıştığını ve böylece sınıf mücadelesine ailesiyle birlikte katıldığını ifade etti. Hacettepe Üniversitesi’nde çalışan UİD-DER’li bir işçi, direniş sürecinde bültenimizin işçiler üzerindeki etkisini ve işçilerin bülteni sahiplenişini anlattı. “İşçi Dayanışması’nın çok ekmeğini yedik” dedi ve çok iyi bir araç olduğunu ifade etti. Bir matbaa-yayın işçisi ise işçi basınını işyerlerine taşımanın önemini dile getirdi.
Geçmiş kuşakların mücadele deneyimlerini aktaran bir emekçi abimiz ise işçilerin ancak örgütlü olduklarında haklarını alabildiklerini ve patronların medyasının yalanlarından kurtulduğunu dile getirdi. İşçilerin medyasını güçlendirerek çok önemli bir iş yaptığımızı belirtti.
Genç işçi-öğrencilerle yaptığımız sohbette günümüzde yaşanan bütün sorunların kaynağının kapitalist sömürü düzeni olduğu ifade edildi. Sermayenin hizmetinde yalan makinesine dönüşen medyanın ise bu sorunların üzerini örttüğü konuşuldu. Gazi Üniversitesi’nden bir öğrenci şu ana kadar büyük bir yalanın içinde yaşadığını etkinlik sayesinde fark ettiğini dile getirdi. Bu nedenle burjuvazinin yalanlarına ancak örgütlü olarak karşı durulabileceği bir kez daha anlatıldı ve işçi sınıfının gençleri mücadeleye çağrıldı.