
Büyükçekmece Tepecik’te oturan bir lise öğrencisi, 19 Şubat akşamı kendini asarak yaşamına son verdi. Ailesi ve arkadaşlarının kafasında birçok soru bıraktı. Bu yaştaki bir genç neden kendini asardı? Acaba buna sebep ne olabilirdi? Adli tıp gerçekleri ortaya çıkaracak mıydı? Daha hayatının baharında olan Ufuk, bir meslek lisesi öğrencisi ve Kıraç’ta faaliyet gösteren bir fabrikada staj adı altında sömürüye mahkûm olan gençlerden sadece bir tanesiydi. Yaşanan bu acı olay bir gerçeği tekrar hatırlatma ihtiyacı doğuruyor.
Bugün içinde yaşadığımız sistem, işçi sınıfının gençlerine hiçbir şey vaat etmiyor. Gelecek umudu olmayan gençlerimiz, ya bencilleşip bireyleşiyor ya uyuşturucu bataklığına sürükleniyor ya da canına kastediyor. İleriyi göremeyen, hayata bir anlam veremeyen ve kendisini de bu yaşamda gereksiz gören gençler yaşamanın boş olduğunu düşünerek zamanla bunalıma sürükleniyorlar. Oysa işçi sınıfının sorgulayan, mücadele eden gençliği, hayata dört elle sarıldığı gibi, kendi geleceklerini kendileri inşa etmenin kavgasını veriyor. Örgütlülük, tek başına gelecek mücadelesinden ziyade bu çürümüş düzenden kurtulma, insan gibi yaşama mücadelesidir. İşçi sınıfını kendi gençliği ve geleceği için hayati değerde olan bir sınıf mücadelesi bekliyor. Ufuk Oral’ın ailesine, iş ve sınıf arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.