
termikel1.jpg [1]

Ben Ankara Sincan Organize’de Termikel fabrikasında çalışıyorum. Fabrikada o kadar çok sorunumuz var ki anlatmaya hangisinden başlasam bilemiyorum. Asgari ücretin 1177 lira olmasıyla birlikte neredeyse her ay, en az 10 gün gecikmeyle aldığımız maaşlarımızı artık hiç alamaz olduk. Oysaki bizim patronumuz “dindar, muhafazakâr” bir patrondur. Hakkımızı yemez! “Biz bir aileyiz” der, demekle kalmaz bunun reklamını yapar meşhur panosunda. Bize paramızı vermemekle işçilerin emeğini sömürmek yetmiyormuş gibi işçilerin duygularını da sömürüyor. Fabrikanın girişine bir pano astı ve bu panoya aşağıda gördüğünüz fotoğrafları astırdı. Ve işçilere kısaca mesaj verdi. “Siz böyle davranırsanız size para yok.” İşçilerse “sen hem Müslümansın hem de açık açık hırsızlık yapıyorsun. Bundan tüm fabrika rahatsız. Bu kadar basit mi?” deyip pres bölümünde 26 Şubatta iş durdurdular. Ve yemek molasında diğer bantlardan destek istediler. Öğleden sonra mini fırın bandı da iş durdurdu ve paket bölümü de iş yavaşlattı. Ocak ayı maaşının yarısını yatırmak zorunda kaldılar. Elbette ki bu bir kazanımdır ancak fabrikada yaklaşık 11 montaj bandı var. Onlar da pres bölümünün başlattığı eyleme katılmış olsalardı maaşımızı tam alacaktık ve patron bir daha maaşımızı geç yatırmayacaktı. Biz işçiler patronlarla bir aile değiliz, biz bir aile olmuş olsaydık bugün kiramızı, faturalarımızı, kredi borçlarımızı nasıl yatıracağımızı düşünmezdik. “Aile büyüğümüz” İstanbul’da 3. köprünün geçtiği yerde arsa almaz, paralarımızı verirdi. Kısacası işçiler kendi aralarında bir ailedirler ve işçi sınıfı birlikte güçlüdür. İşçiler kendi gücünün farkına bir an önce varmalıdır. Çünkü işçiler örgütlüyse her şey ama örgütsüzse hiçbir şeydirler!