UİD-DER iki senedir faaliyet göstermekte. Derneğin faaliyetlerini fırsatım oldukça takip ediyorum. Bazen de eşimden dinliyorum. Ben ilk zamanlar eşimin derneğe gitmesine çok kızıyordum. Çünkü evde yalnız kalıyordum. Ama zamanla ben de derneğin faaliyetlerine katılarak bilgilenmeye başladım. Sağlık seminerleri olsun, işçilerin nasıl mücadele ederek bu zamanlara geldiklerini anlatan seminerler olsun, işçileri çok bilgilendirici etkinlikler. Oradaki arkadaşlarımız da birbirlerine karşı çok içten ve samimiler. Çünkü hepimizin sorunları aynı. Herkes aynı sorunları yaşıyor ve paylaşıyor.
En son 20 Nisanda “1 Mayıs Karanfilleri” adlı tiyatroya katıldım ve çok etkilendim. 1 Mayıs 1886’da yaşayan işçilerin mücadelelerini ve nasıl sorunlarla karşı karşıya geldiklerini öğrendim. Büyük patronların işçileri nasıl ezdiklerini, yerdeki paspastan farklı görmediklerini öğrendim. 1 Mayıs 1886’da işçilerin nasıl öldürüldüklerini gördüğümde bir an kendimi orada hissettim ve gözyaşlarıma hâkim olamadım.
Ben de işçi çocuğuyum. Annem fabrika işçisiydi. Babam kamu görevlisi idi. Ama bunların hiçbirini ben bilmiyordum. Çünkü evlenmeden önce ekmek elden, su göldendi. Dünya bana tozpembe geliyordu. Evlendikten sonra çoluk çocuğa karıştım ve yavaş yavaş her şeyi anlamaya başladım. Geçimin nasıl olduğunu, iş koşullarının ve hayat şartlarının giderek daha da zorlaştığını gördüm.
Sevgili UİD-DER’liler, ben derneğinizde yapmış olduğunuz etkinliklerden dolayı sizlere ve beni dernekle tanıştıran eşime çok teşekkür ederim. Benim gibi düşünen kim bilir daha kaç kişi var. Bu faaliyetlerinizin devam etmesini isterim.