
Ben çocuk ve aile kulübünde çalışan genç bir işçiyim. 1300 lira maaş ile haftada 54 saat çalışıyoruz ve işimiz dikkat gerektiriyor. İşyerinde 4 ayrı vardiyamız var. Geçtiğimiz günlerde kapanış vardiyasındayken çıkmama 2 saat kala başım dönmeye ve burnum kanamaya başladı. 15 dakika dışarıya, molama çıktım. Geri döndüğümde baş dönmem devam ediyordu. Tesis müdürünün yanına gidip durumu izah ettim. O da beni gönderemeyeceğini çünkü bana ihtiyacı olduğunu söyledi. Hâlbuki içeride 1-2 müşteri vardı ve benden başka kapanış vardiyasında olan bir arkadaşım daha vardı. Yani bana ihtiyaç falan yoktu. Durumumun iyi olmadığını ve gitmem gerektiğini söyledim. O ay yaptığım 4 saat mesaim vardı. Bana “eğer gidersen 4 saatlik fazla mesainden keserim” dedi. Oysa ben normal çalışma saatleri içerisinde izin istiyordum ama fazla mesai ücreti daha yüksek olduğu için müdür aklınca ücretimi fazla mesaiden keserek kâr elde edecekti. Ancak örgütlü ve haklarımı bilen bir işçi olarak ben, bunun saçma olduğunu ve hiçbir koşulda benden fazla mesai ücretimi kesemeyeceğini söyledim. “Sen 2 saat erken çıktığın için yasal olarak bunu senin fazla mesainden kesmem gerek, doğru değil mi?” diyerek yanımızdaki muhasebeciye onaylatmaya çalıştı. Muhasebeci, “fazla mesai ücreti normal mesai ücretinden %50 daha fazla olduğu için…” dedi ve sustu. Müdür beni alt edemeyeceğini anladığı için “ha doğru sen normal mesaiden çıkıyorsun ücret farkı var, kusura bakma” gibi sözlerle geri adım attı.
Eğer biz işçiler örgütsüz ve bilinçsiz olursak bu ve bunlar gibi patron yalakalarına, yüzüne gülüp alttan seni sömüren müdürlere, işçileri saatlerce çalıştırıp “bizimle mutlu değilseniz gidin!” diyecek kadar yüzsüz ve pervasız yöneticilere, yani patronlar sınıfına karşı yenik düşeriz ve bu sömürü düzeni aynen bu şekilde devam eder. Bizlerin bu tip insanlarla hiçbir ortak çıkarımız olmadı, olmayacak, olamaz da. Ben UİD-DER’de örgütlü bir işçi olmadan önce son derece güçsüz ve bilinçsizdim ancak UİD-DER’den sonra kapitalizmin altında bana, bize mutlu bir gelecek olmadığını ve bu sistemin sadece örgütlü mücadeleyle yıkılabileceğini öğrendim.
Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği!