
Ekonomik kriz ve savaş tüm dünyada giderek derinleşirken, işçi sınıfına yönelik saldırılar da beraberinde büyüyor. Çünkü patronlar bu süreçleri aşmanın çözümünü bizleri daha da fazla sömürmekte, daha da yoksullaştırmakta veya bizi ölmeye-öldürmeye gönderdikleri savaşlarda görüyorlar. Bazen ekmeğimizle, bazen hayatlarımızla oynuyorlar. Ama bazen de bizlerin onurlarıyla, zekâlarıyla dalga geçiyorlar.
Türkiye’de son dönemlerde palazlanan kapitalistlerden biri olan Ali Ağaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalar bu pişkinliği, patronların bu pervasız davranışlarını bir kez daha gözler önüne serdi. 19 Martta İstiklal Caddesi’nde yaşanan patlamayı kınamak için olay yerine pek çok insan gitmişti. Boğaz kenarında yemek yemeye gelmişken İstiklâl’e uğrayan kişiler arasında Ali Ağaoğlu da vardı. Ama o karanfil değil gül bırakmıştı. O gün kameralara “onlar fakirdi karanfil bıraktılar, ben gül bıraktım” şeklinde pişkince bir açıklama yaptı Ağaoğlu.
Daha sonra Gazete Habertürk’ten Meltem Ersoy’a röportaj veren bu aymaz adam iğrenç sözlerini şu şekilde savundu. “Ben fakirliğin ne olduğunu bilen insanım. 22 yaşımda babamdan ayrıldığımda 15 gün simit parası bile olmadan gezdim. Fakirliğin içinden geliyorum. Hayatta kimseyi küçümsemem. En çok zevk aldığım yemek, işçilerimle yediğim karavana yemektir. Bebek’te havyar yiyeceğime, şantiyeye gider kuru fasulyeye kaşık sallarım daha lezzetli gelir bana. Ben fakirliğin ne olduğunu bilen insanım. Asla fakirlikle dalga geçmem söz konusu değil.”
Sahibi olduğu o devasa binaların “o beraber yemek yemekten zevk aldığı” işçilerin kanı-canı üzerinden yükseldiğini bizler iyi biliyoruz. Ey Ağaoğlu, siz bizimle yemek yemekten değil bizlerin alın terini sömürüp servetler biriktirmekten zevk alırsınız. Koca koca binalarınızı dikmemiz için 2 kuruşa çalıştırıp, 1 kuruş daha kâr etmek için önümüzdeki ekmeği almaktan zevk alırsınız. Sizlerin yaşadığı o lüks hayatla biz işçilerin yaşadığı hayat hiçbir şekilde aynı olamaz. Sizler bunu ne kadar gözlerden saklamaya çalışsanız da işçiler er ya da geç tüm bunların farkına varacaktır. Bizler bugün örgütsüz olduğumuz için sen ve senin gibiler bu şekilde rahatça konuşabiliyor. Gözümüze baka baka aklımızla dalga geçiyor. Ama günü geldiğinde tüm işçiler sizlerden bunların hesabını soracaktır. Ama bunu ayrı ayrı, tek başımıza yapamayız. Bizler milyarlarız. Birleşelim, bir araya gelelim, mücadele edelim.