
Egemen sınıf olan patronlar, işçileri iliklerine kadar sömürüyorlar. Bu da yetmezmiş gibi, işçilerin örgütsüzlüğünü fırsat bilerek saldırıyor, haklarımızı gasp ediyorlar. Patronlar ve AKP, büyük bedeller ödenerek kazanılmış olan kıdem tazminatımıza göz diktiler. “Özel istihdam büroları” adı altında kölelik bürolarını yasal hale getirmenin gayreti içerisindeler. Kiralık işçilik uygulamasıyla bizi taşeronu bile arayacak hale getirmenin peşindeler.
Saldırı o derece büyüktür ki, kölelik bürolarına karşı ciddi bir tepki oluşturamazsak eğer, ne düzenli bir işimiz, ne kıdem tazminatımız, ne emekli olma şansımız, ne de düzenli bir maaşımız olacak.
Biz UİD-DER’liler olarak patronların ve AKP hükümetinin bu saldırılarına karşı, işçi arkadaşlarımızı uyanık olmaya ve mücadele etmeye davet ediyoruz. Fabrikalarımızda, sendikalarımızda, mahallelerimizde gittiğimiz fabrika önlerinde bu saldırının gerçek yüzünü teşhir ediyoruz.
İşte bu kapsamda, Esenyurt’un Depo mahallesinde İşçi Dayanışması bültenimizi işçilere ulaştırdık. İşçiler bültenimizi ilgiyle karşıladılar. Sohbet ettiğimiz işçilerle kıdem tazminatına yönelik saldırıyı, kiralık işçiliği, çalışma düzenimizin kökten değiştirileceğini, işçileri büyük bir tehlike beklediğini anlattık. Kimi işçi arkadaşlar saldırının boyutunu duyunca şaşırdıklarını dile getirdiler.
Sohbet ettiğimiz işçiler kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı olduklarını dile getirdiler. Yaptığımız işi canı gönülden desteklediklerini söylediler. Sohbetlerimizde ayrıca, savaş ortamında patronların işçi haklarına daha fazla saldırdığını, milliyetçiliğin kışkırtıldığını ve toplumsal çürümeyi konuştuk. Haksız savaşlar yalanlar ve işçi sınıfını bölüp parçalayan propagandalar eşliğinde yürütülüyor. İşçiler milliyetçilikle zehirleniyor, düşmanlaştırılıyor. Bizleri yöneten egemenler, örgütsüz ve bilinçsiz işçileri çıkarları doğrultusunda yönlendiriyorlar.
Mücadeleci bir işçiler olarak kardeşlerimize sesleniyoruz: Gelin kıdem tazminatımıza sahip çıkalım, gelin kazanılmış haklarımıza sahip çıkalım. Gelin haksız savaşlara karşı duralım. İşçi sınıfını milliyetine, diline, dinine göre bölüp parçalayan ve böylece kolaylıkla sömürenlere karşı duralım. Gelin birleşelim. Gelin sömürüye, savaşlara, kadına şiddete, tecavüze, çocuk istismarlarına dur diyelim. Daha güzel bir dünya için ter akıtalım. Gelin bunun için örgütlenelim.” Bizim patronlar için dökecek kanımız yok. İşçiler insan gibi yaşamak istiyorsa örgütlü olmak ve mücadele etmek zorunda!