
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı verilere göre 2016 yılının ilk üç ayında 415 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Meclis, iş cinayetlerindeki artışı, şiddetlenen savaş ortamı ile birlikte sermayenin işyerlerinde uyguladığı baskı ve zor rejiminin en görünür biçimine dayandırdı. Ayrıca, verilere göre kayıt tutulmaya başlandığı 2012 yılının Mart ayında 59 işçi hayatını kaybederken, 2016 Martında bu sayı yaklaşık 3 katına çıkarak en az 157 işçi iş cinayetlerinde can verdi.
İş cinayetlerinde yine büyük rant alanı olan inşaat sektörü ilk sıralarda yer alıyor. Taşeronlaşma ve kâr hırsı iş cinayetlerinin de aynı oranda artmasına sebep oluyor.
Ortadoğu’da süren savaş ve onun bir parçası olarak Kürt illerindeki yıkımlar, ölümler; ülkenin batısında artarak meydana gelen iş cinayetlerinin ve sermaye için çıkarılmaya çalışılan yasaların duyulmasını engelleyerek adeta bir kılıf işlevi üstlenmektedir. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri TBMM komisyonundan sessiz bir şekilde geçen ve tam anlamıyla modern kölelik anlamına gelen Özel İstihdam Büroları yasa tasarısı. Bunun yanında kıdem tazminatının gasp edilmeye çalışılması…
Savaş bir tarafta insanları yerlerinden, yurtlarından, canlarından ederken, diğer tarafta işçileri sefalet koşullarında çalışmaya mecbur bırakıyor ve giderek daha da düşük ücretlerle ağır çalışma şartları altında güç bela yaşam mücadelesi verdiriyor. Sefalet ücretleriyle geçinmeye çalışan işçilerin haksız savaşlardan bir çıkarı olamaz. İşçiler bu savaşa karşı gelmeli ve tırmandırılmaya çalışılan milliyetçilik dalgasına karşı kendi sınıfıyla hareket etmelidir.