17 Nisan Pazar günü UİD-DER Sarıgazi temsilciliğinde “Yaşasın 1 Mayıs”, Yaşasın İşçilerin Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadelesi” başlığıyla 1 Mayıs etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte 1 Mayıs’ın doğuşunu, Türkiye’deki ve dünyadaki 1 Mayısları anlatan videolar izletildi. İşçi sınıfının uluslararası bir sınıf olduğu, sahip olduğu bütün kazanımların geçmişte can bedelli mücadelelerle elde edildiği anlatıldı. 8 saatlik işgünü hakkını elde edebilmek için Avrupa ve Amerika’da işçi sınıfının büyük mücadeleler verdiği, bu kararlı mücadele sayesinde hem 8 saatlik işgünü hakkının hem de tarihsel bir mücadele günü olarak 1 Mayıs’ın kazanıldığı dile getirildi. 1 Mayıs, 1889’dan başlayarak bütün dünyada işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanıyor.
1 Mayıs’ın anlamına uygun olarak Japonya’daki Doro-Çiba Sendikasının UİD-DER’e gönderdiği video mesaj etkinliğe katılan işçiler tarafından ilgiyle dinlendi. Binlerce kilometre öteden gelen bu anlamlı dayanışma mesajında Japonya’da da patronların işçilerin haklarına dönük saldırıları arttırdığı ve kapitalizmin küresel krizinin bütün dünyada savaşı tırmandırdığı söylendi. İşçi sınıfının uluslararası bir sınıf olduğu vurgulandı. Etkinliğe katılan işçiler, bu anlamlı mesaja karşılık olarak hep birlikte Japon işçi kardeşlerine, birlik, dayanışma ve mücadele coşkusuyla selam gönderdiler ve hep birlikte haykırdılar: “Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!”
UİD-DER’in kurulduğu günden bugüne katıldığı 1 Mayıslardan görüntülerin olduğu “UİD-DER’le 1 Mayıs” videosu büyük coşkuyla izlendi. Taleplerini haykırmak üzere tüm işçiler Gebze’de 1 Mayıs alanına davet edildi.
Etkinliğe katılan kimi işçiler, 1 Mayıs’ın sadece Türkiye’de değil bütün dünyada kutlanan bir gün olduğunu ilk kez öğrendiklerini, işçi sınıfının aslında uluslararası bir sınıf olduğunu şimdi daha iyi anladıklarını söylediler. Son yıllarda 1 Mayıs’ın alan tartışmalarına hapsedilmesi ve burjuva medyanın karalamaları nedeniyle 1 Mayıs’ı sadece yasaklı ve çatışmaların olduğu bir gün olarak algıladıklarını dile getirdiler. Salondaki işçiler her görüntüden, her şarkıdan ve şiirden çokça etkilendiklerini ifade ettiler. İşçilerin haklarının bir bir ellerinden alındığı, korku atmosferinin bütün topluma yerleştirilmeye çalışıldığı böyle bir dönemde bu etkinliğin ve elbette ki 1 Mayıs’a katılmanın anlamlı olduğunu dile getirdiler. Bir metal işçisi, UİD-DER’e her geldiğinde içinin kıpır kıpır olduğunu ifade etti. İlk kez UİD-DER’e gelen taşeronda çalışan bir kadın işçi, etkinlikten çok etkilendiğini, çocuğunu da UİD-DER’e getirmek istediğini anlattı.
İşçi sınıfı kiralık işçilik, taşeronluk, sendikasızlaştırma, kıdem tazminatının gasp edilmesi saldırılarıyla karşı karşıya bulunuyor. İşçi sınıfının örgütsüzlüğü koşullarında hayata geçen bu saldırılar, Ortadoğu’da büyüyen emperyalist paylaşım savaşının gölgesinde kalıyor. Kürt halkına dönük saldırılar artarak devam ediyor. Emperyalist savaşa karşı çıkanlar, barış isteyenler, sosyalistler, hakkını arayan işçiler baskı ve şiddetle susturulmaya çalışılıyor. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada baskılar ve hak gaspları artıyor. Bütün bu saldırılara karşılık mücadeleci işçilere düşen görev; ne olursa olsun mücadele etme azminden vazgeçmemek ve örgütlülüğü büyütmektir. İşçi sınıfının 1 Mayıs’ta kendi talepleri ve mücadele kararlılığıyla alanlarda yerini alması büyük önem taşıyor. UİD-DER, tüm işçileri, işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele gününde alanlara çağırıyor.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!