
Her sektörden, her işkolundan işçi, emekçi kardeşler; bu Pazar 1 Mayıs. Dünya İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Tüm dünya emekçileriyle beraber biz de bu kutlu günde bütün baskı ve korkutmalara rağmen alanlardaki yerimizi almalı ve taleplerimizi haykırmalıyız. 1 Mayıs’a katılmak için bir neden bulamamış arkadaşlarımız varsa onlara şöyle anlatmak isterim:
Evet! Koşullar bu dönem bizim için çok kötü görünüyor. Uzayan iş saatleri, düşük ücretler, taşeron belası, alınmayan iş güvenliği önlemleri ve artan işçi ölümleri. Tüm bu dertler yetmezmiş gibi, kiralık işçi bürolarıyla ve kıdem tazminatı fonuyla patronlar iyiden iyiye kolumuzu, kanadımızı kırmak istiyor. Ayrıca sömürü düzeni kapitalizmi içine girdiği krizden kurtarmaya çalışan egemenlerin kızıştırdığı ve Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren paylaşım savaşında yüz binlerce emekçi kardeşimiz katledildi. Patronlar istedikleri yasayı geçirerek istediği gibi haklarımıza el uzatabiliyor. Bu günkü örgütsüzlüğümüzü fırsat bilen patronlar için işler iyi gidiyor gibi görünse de havayı tersine döndürmek bizim elimizde. Tarihten bir kesite dönüp bakarsak;
Sene 1886, takvimler 1 Mayısı gösterirken, insanlık dışı çalışma koşullarından bıkmış işçiler sekiz saatlik iş günü için birleşerek tek yumruk olmuştu. İşçi sınıfı o güne kadar görülmemiş grevler, gümbür gümbür yürüyüşler örgütlüyordu. Elbette patronlar da boş durmuyordu, kurulu düzenlerine çomak sokan işçi önderlerini astılar. Fakat tüm baskılar karşısında birliğini bozmayan işçi sınıfı sonunda galip geldi. İşçi sınıfı hakkını almayı öğrenmişti.
Kardeşlerim işçi sınıfının tarihi 1 Mayıs gibi nice zaferlerle doludur. Sınıf tarihimize baktığımız vakit günümüzde süren bu kötü gidişatın makûs talihimiz olmadığını görebiliriz. İşçiler geçmişte birçok kez mücadele etmişler ve sigortalı çalışma, kıdem tazminatı, ikramiye, yıllık izin, grev, örgütlenme hakkı gibi hakları kazanarak bize miras bırakmışlar. Bugün yılgınlık bize yakışmaz. Bizler birçok muharebelerden galip çıkabilmiş bir ordunun neferleriyiz aslında. Çeşitli bedeller verse de sonunda galip gelebilen aslanların çocuklarıyız. Kendimize güvenmeli, birleşmeliyiz ve 1 Mayıs günü alanları doldurmalıyız. Bizden önceki kuşakların bıraktığı mirası devam ettirmek için, taleplerimizi haykırıp haklarımızı artırmak için, örgütlü gücümüzün farkına varabilmemiz için gücümüz örgütlülüğümüzden gelir. Hele bir birleşelim bakarsın şairin de söylediği gibi;
Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir.
Ben katıldığım tüm 1 Mayıslarda olduğu gibi bu sene de UİD-DER ile mitinge katılacağım. Çünkü mücadele alanlarında pankartları, dövizleri ve sloganları ile işçi sınıfının tüm sorunlarını ve taleplerini dile getiren, coşkulu, disiplinli bir işçi örgütü UİD-DER. UİD-DER’in gelincik tarlasını andıran kıpkızıl kortejinin 1 Mayıs’a ayrı bir güzellik kattığını düşünüyorum.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın İşçilerin Birliği!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!