
Bu yıl 1 Mayıs’a baskıların, işçi sınıfının haklarına yönelik saldırıların ve antidemokratik uygulamaların arttığı bir süreçte girdik. Türkiye’de ve dünyanın her yerinde işçi sınıfı bu 1 Mayıs’ta alanlarda taleplerini haykırdı. Baskıcı devlet politikaları ve işçi sınıfının haklarına yönelik saldırılar protesto edildi. Egemenlerin dünyayı kan gölüne çeviren haksız savaşlarına karşı işçi sınıfı alanlardaydı. Biz UİD-DER’li işçiler de bu sene yine 1 Mayıs’ta alanlarında yerimizi alarak faşizan uygulamalara ve hem ülkemizin içinde hem de Ortadoğu’da yaşanan haksız savaşa karşı öfkemizi haykırdık. Bir işçi kenti olan Gebze’de UİD-DER’in oluşturduğu kızıl kortej sloganları, coşkusu ve disiplini ile patronlar sınıfının saldırılarına karşı işçi sınıfının 1 Mayıs alanındaki sesi oldu. Tüm saldırılara ve baskılara karşı işçi sınıfı içerisinde mücadelesi ile işçi sınıfına yol gösteren bir işçi örgütü olan UİD-DER, yol göstermeye devam ediyor. UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan işçiler bunun gururunu bir kez daha yaşadı.
Egemenler dünyanın hiçbir yerinde işçi sınıfına iyi bir gelecek vaat etmiyorlar. Bize sundukları baskıcı uygulamalarla, günden güne saldırganlaşan devlet politikaları ve işçi sınıfına yönelik saldırılar. Savaşlarla katledilen işçi-emekçilerin canları ve parçalanan hayatlar. Yani biz işçi sınıfına vaat ettikleri tek şey yoksulluk, acı ve gözyaşı. Ama biz işçi sınıfı için bir çıkış yolu da var. O da mücadele etmek. Yaşadığımız günler ne kadar karanlık olursa olsun her karanlığın bir aydınlığa çıkışı vardır. Yeter ki biz mücadeleye sarılıp bu koşullarda da örgütlülüğümüzü koruyabilelim. Ve gün gelir elbet biz işçi sınıfı da tarih sahnesine çıkıp patronlar sınıfından hesap sorarız. Gün gelecek biz örgütlenip egemenlerin haksızlıklarla dolu bu düzenini başlarına yıkacağız. Sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın kapılarını açacak anahtar biz işçi sınıfının elinde. İşte o günler gelene kadar durmadan mücadele örgütümüzle yolumuzda ilerlemeye devam.