
Fransa Başbakanı Manuel Valls, haftalardır işçi ve emekçiler tarafından genel grevlerle, eylemlerle protesto edilen yeni iş yasası tasarısını kabul edeceğini açıkladı. Üstelik bunu Meclis oylaması olmadan yapacağını duyurdu. Bunun üzerine Fransız işçiler ülkenin dört bir yanında sokaklara döküldüler.
Başbakan Valls ve Devlet Başkanı Hollande, Fransız anayasasının bir maddesindeki esneklikten yararlanarak anti-demokratik bir uygulamayla tasarıyı yasalaştırıyorlar. Meclisi devreden çıkararak hayata geçirilecek bu yasa toplumun çok büyük bir çoğunluğu tarafından protesto ediliyor. Çünkü bu yasayla işverenlerin işçi çıkarması, çalışma saatlerini uzatması kolaylaşacak, fazla mesailere ödenen ücretler düşürülecek. Zarara uğradığı gerekçesiyle işverenler rahatlıkla işçiyi işten çıkarabilecek. İş sözleşmesinde değişiklik yapmak isteyen işçiler işten atılabilecek. Günlük azami 10 saat olabilen çalışma süresi 12 saate çıkarılacak, yarı zamanlı çalışanların haftalık 24 saat olan asgari çalışma süresi düşürülecek. Fazla mesailerde daha az ödeme yapılacak. Çıraklık eğitimi alan 18 yaşından küçük işçiler, günlük 10 saate kadar çalıştırılabilecek. İşverenlere ve sendikalara asgari şartları belirleyen İş Kanunu dışında ve daha kötü koşullarda sözleşme imzalama olanağı sağlanacak. Oysa Başbakan Valls, büyük bir ikiyüzlülükle şöyle diyor: “Bunu yapıyorum çünkü bu projenin uzun vadede istihdamın lehine sonuç vereceğine inancımız var. Bu dışlanmış insanların işyerine erişimini sağlayacaktır. Özellikle küçük işletmelerimiz yeni personel alımına gidecektir. Bu kanun işletmelere esneklik ve reaksiyon kabiliyeti verecektir.”
İşçiler Paris’te düzenledikleri gösteride Başbakanı ve Meclis’i protesto ettiler. “Ulusal Meclis Sermayenin Meclisidir” sloganları attılar. Toulouse’de bir araya gelen işçilerin yürüyüşü polis tarafından engellenirken, Lille, Grenoble, Montpellier, Tours, Nantes ve Marsilya’daki gösterilere polis saldırdı. Lyon’da işçiler polis karakolunu bastılar. Tüm bunlara rağmen Fransa hükümeti, yasayı geçirmenin hazırlıklarına devam ediyor.
Elbette bu kapsamlı saldırıların sorumluları arasında Hollande yönetimi ile iç içe geçmiş sendika bürokrasisi de bulunuyor. Türkiye’de kölelik bürolarına ve kiralık işçiliğe karşı mücadele etmeyen, rica minnet Cumhurbaşkanı’nın yasayı veto etmesini isteyen Türk-İş zihniyetine benzer biçimde Fransız sendikacıları da hükümetten yasayı tadil etmesini rica ediyorlar. Oysa toplumda bu denli büyük bir tepki yaratan yasaya karşı yapılacak eylem çağrıları işçi sınıfının yoğun desteğini alacak ve kendine güvenini arttıracaktır.