Fransa’da “El Khomri Yasası”na karşı grevler devam ediyor. Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu CGT, limanlar, petrol rafinerileri ve demiryollarında grevler ve iş durdurmalarla yeni yasaya direnmeye devam ediyor. Grevler, işçi sınıfının ne denli güçlü olduğunu ve örgütlü bir şekilde hareket ederse neleri başarabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
26 Mayısta petrol rafinerileri, nükleer santraller ve nakil merkezleri bile grevler nedeniyle durdu. Liman işçileri, nakliyeciler, benzin istasyonları çalışanları ve pek çok sektörden işçiler de iş durdurdular. Ülkedeki benzin istasyonlarında grevler nedeniyle ürünler giderek azalıyor, stoklar bitiyor. Paris’in 100 kilometre kuzeyindeki bir nükleer santralde dün grev başladı. Nükleer santralin yeniden çalışabilmesi 5 gün alacak. Bu santraldeki grevin ardından diğer nükleer santrallerde de işçilerin de greve gitmesi bekleniyor.
Fransız işçiler ve geleceğin işçileri olan öğrenciler, çalışma süresini arttıran, esnek çalışmayı dayatan, işten atmaları kolaylaştıran, fazla mesai ücretlerini düşüren yasaya karşı eylemlerinden vazgeçmiyorlar. On milyonlarca insanın haftalar boyunca grevlerle, meydanlardaki eylemlerle yasaya karşı olduğunu ortaya koyması karşısında hükümet yalanlarına devam ediyor. Yasanın herkes için iyi olacağını iddia ediyor. Başbakan Manuel Valls yasadan vazgeçmeyeceklerini ama modifiye edebileceklerini söylüyor. Ancak işçilerin tepkisi giderek büyüyor. CGT’nin ve diğer sendikaların çağrısıyla grevler devam ediyor.
Fransız kapitalistler, rekabet güçlerini arttırmak ve sermayelerini büyütmek için bu yasanın hayata geçmesini istiyorlar. Bu nedenle hükümetin geri adım atmasını istemiyorlar. Fransa’nın 2016 futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacak olması ve Kasım ayında gerçekleşen IŞİD saldırısı bahanesiyle ülkede adeta terör estiriliyor. Sıkıyönetim uzatılıyor. İşçi eylemlerine yönelik baskılar arttırılıyor. Ülke genelinde yapılan eylemleri bastırmak için polis şiddeti yine devreye sokuldu. 77 kişi gözaltına alındı. Ancak işçiler tüm baskılara rağmen yasaya boyun eğmeyeceklerini haykırıyorlar. İşçiler eylemlerde Belçika’da devam eden grevlerle ve işçi eylemleriyle dayanışma içinde olduklarını ifade ediyorlar. Avrupalı işçilere “harekete geçin ve Fransız grevcileri savunun” çağrısında bulunuyorlar. Greve katılan işçiler, hükümetin işçilerin taleplerine kulak vermemesi karşısında grevin yalnızca bir hak değil aynı zamanda görev olduğunu dile getiriyorlar.