
Son dönemde işçi-emekçilerin aleyhine birçok yasa Meclis’ten geçti ve geçmeye de devam ediyor. Son olarak devletin ve büyük şirketlerin zararına da ortak edildik. Elektrikte kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden karşılanmasını yasal hale getiren Elektrik Piyasası Kanun Teklifi Meclis’ten geçti. Üstelik yine bir “torba yasa önerisi” ile sabah 6.30’da, işçi ve emekçilerin büyük kısmının ruhu bile duymadan geçirdiler.
Yasa maddesi, bizlere ödetilecek bedel için “teknik ve teknik olmayan kayıp” şeklinde bir tanımlama yapmış. Buradaki “teknik olmayan kayıp” kullanılan kaçak elektriği ifade ediyor. Peki, “teknik kayıp” ne demek? Teknik kayıp elektrik dağıtımı ihalelerini alan devasa bütçeli şirketlerin kendilerinden kaynaklanan sorunlardan dolayı kaybolan elektriği ifade ediyor. Yani, şirketin altyapısında ya da sisteminde yaşanan bir sorundan dolayı kaybolan elektik… Milyon dolarlık şirketlerin sistemi bozuldu, yeterince kâr edemedi diye biz para ödeyeceğiz. Faturalara gelen zamlara bile yetişemiyorken ikinci bir fatura daha çıkarıldı başımıza.
Tam ismi, “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” olan yasa kapsamında kayıp-kaçak enerjinin dışında da pek çok konuda yandaş sermayeye “yürü ya kulum” diyen nitelikte düzenlemeler var. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre; Kurulda AKP’nin önergesi ile enerji alanındaki birçok alım Kamu İhale Yasası’nın (KİY) kapsamı dışına çıkarıldı. ‘İstisnalar’ maddesi genişletildi. AKP’lilerin verdikleri önerge ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum veya kuruluşlarının, faaliyetleri ile ilgili enerji, yakıt, mal, hizmet, danışmanlık alımları ve büyük onarım işleri, TETAŞ tarafından tedarik amaçlı elektrik enerjisi alımları KİY kapsamında olmayacak. Böylece ihalelerle uğraşmak zorunda kalmayacak doğrudan istedikleri sermaye gruplarına, diledikleri kadar para akıtabilecekler.
Bir başka düzenleme ise nükleer santrallerle ilgili. Nükleer santral sahalarında yapılacak yapılarda Yapı Denetimi ile İmar Yasası hükümleri uygulanmayacak. Santrallere çevre yatırımları için 2020’ye kadar süre verilecek. Bu tarihe kadar da santrallere çevre yatırımlarını yapmadıkları için ceza verilemeyecek. Üretimleri de durdurulamayacak. Bu yasa ile birlikte ağzının suyu akan burjuvazi için bir de yatırım harcamalarını da siz ödemeyin denmiş! Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberde şöyle deniyor: “Şirketlerin, bundan önce olmayan bir şeyi yapıyor, yatırım harcamalarını faturaya yansıtmasını söylüyor. Aklınıza gelecek her türlü yatırım harcaması da faturanın altında dağıtım tarifesinin içinde yer alacak.”
Böyle bir yasayı insanın aklı mantığı almıyor. İşçiyi eziyorsunuz, sömürüyorsunuz da, bu kadar da olmaz demeden edemiyor insan. Ama bizlerin örgütsüzlüğü onlara, işte bu kadar bariz saldırılar yapma cesareti veriyor. Kriz çıkarırlar, bedelini bize ödetirler. Savaş çıkarırlar, ölüme bizi gönderirler. Kendilerinin yarattığı her pisliğe bizleri bulaştırırlar, her şeyin acısını bizden çıkarırlar. Kazandıkları onca kârların kuruşuna ortak etmezlerken, en ufak zararlarına ortak ederler bizi.
Ama asıl sorun şu: Bizler bunları kabul edecek miyiz? “Böyle saçmalık olur mu?” dediğimiz bu mantıksız düzenin yasalarına da kendisine de “yeter artık” diyecek miyiz? Eğer demezsek kazandığımız üç kuruş asgari ücretten bile kim bilir daha neler kesecek, bizleri ne sefaletlere mahkûm edecekler. Ama birleşir, beraber mücadele edersek, tüm saçmalıklara ve en büyük saçmalık olan kapitalist kâr düzenine noktayı koyabiliriz.