Kardeşler, içinde yaşadığımız kapitalist sömürü düzeninde her türlü provokasyona, katliama ve karamsarlığa rağmen UİD-DER yürüyor, yürüdükçe de her adımda mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Bunun en canlı ispatı geçtiğimiz günlerde düzenlenen UİD-DER’in 10. Yıl Şöleniydi. Her sektörden işçinin adeta akın ettiği bu şölende, ben de bir kadın işçi olarak yerimi aldım. Çünkü ben UİD-DER’de işçi sınıfının varlığını, mücadelenin yakıcı gücünü, alın teriyle elde edilmiş, paylaştıkça artan bir tas sıcak çorbanın tüten dumanındaki güzelliği öğrendim.

O gün o muazzam kalabalığa bakarken gördüklerim beni derinden etkiledi. UİD-DER her sektörden işçiye dokunmuş, onlarla omuz omuza mücadele etmiş, yaralarını sarıp yol göstermiş. Dile kolay 10 yıl! Ve UİD-DER, bu süre içinde ektiği mücadele tohumlarını filizlendirip, bugün gencecik fidanlara dönüştürmeyi başarmış. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER grevler, direnişler örgütlemiş, patronlar karşısında asla yalnız bırakmamış işçileri. Hiçbir ayrım gözetmeden işçiyiz, emekçiyiz diyerek kampanyalar yürütmüş.

Toplumda sindirilmiş, söz hakkı gasp edilmiş tüm emekçi kadınlara mücadele elini uzatmış karanfiller eşliğinde. Bundandır işte söylenen tüm şarkılara, marşlara o gün salondakilerin seslerinin de karışması, bir alkış tufanı kopması, coşkulu halaylar eşliğinde o muazzam coşkunun yaşanması. Kardeşler, UİD-DER burada! Her yeni doğan günde mücadele azmimizi tazeleyerek yoluna devam ediyor, işçilerin nasırlı elleriyle beraber yüreklerine de dokunmayı sürdürüyor. Benim yerim de emekçi bir kadın işçi olarak UİD-DER’li işçilerin yanıdır. Haydi, emekçi kadınlar mücadelede her zaman en öne!