Ramazan bayramının gelmesi beraberinde tartışmalar zincirini de getirdi. Fabrikalarda “bayram tatili nasıl olacak, 9 günlük tatil uygulanacak mı?” soruları çok soruldu. Her bayram öncesinde olduğu gibi en önemli tartışmalardan biri biz işçilerin çok fazla tatil yapmasıydı. Türkiye’de çalışmadan geçirilen gün sayısı, resmi tatiller çokmuş! Bunu ben değil patron temsilcileri söylüyor. Öyle ya gece gündüz fazla mesailere bırakılan bizler değiliz. Hemen her fabrika 7 gün 24 saat üretim yapıyor duruma geldi. Bizler çalışmıyorsak o fabrikalarda üretimleri kim yapıyor? Uzaylılar mı?
Bizler kendi hayatımızdan bunun kocaman bir yalan olduğunu biliyoruz. Senelik izin haklarımızı bile biz istediğimiz zaman değil patron istediği zaman ve istediği oranda kullanıyoruz. Senelik izinlerimizi bile yasal olarak 5 parçaya bölen bir zihniyet hiç bizim fazla tatil yapmamıza göz yumar mı? Benim çalıştığım fabrikada yaşanan bir olaya kısaca değinmek istiyorum. Bize bayramdan önce senelik izinlerinizi de bayramda kullanın, bayramla birlikte fabrikada bakım olacak denildi. İçimizde uzun yıllardır senede bir haftadan fazla senelik izin kullandırılmayan arkadaşlarımız vardı. Bizler de haliyle bayramla birlikte üç hafta izne çıkacağımız için sevindik. Bayrama üç gün kala bize yeni bir haberle geldiler, “duruş iptal senelik izinler de iptal” dediler. Tatil planlarımız güme gitti. Memlekete gideceği için bilet alan arkadaşlarımızın biletleri elinde patladı. Biz de bunun böyle olmayacağını yöneticilerimize anlatmaya çalıştık. Aldığımız cevap; “bu fabrika size değil, siz bu fabrikaya uyacaksınız” oldu. Kendi çalıştığım fabrika özelinde anlattığım bu örnek sadece ufak bir örnek. Bu ve bunun gibi örnekler sizlerin de çalıştığı fabrikalarda sıkça yaşanıyordur. Bir de utanmadan Türkiye’de işçiler çok fazla tatil yapıyor diyorlar.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin bir raporundan da bahsetmek istiyorum. “Çok Uzun Saat Çalışan İşçiler”, “Cinsiyet Eşitsizliği”, “Boş Zaman ve Kişisel Bakım İçin Ayrılan Zaman” gibi kategorilerle yayınlanan raporda Türkiye 36 ülke sıralamasında son sırada yer alıyor. Böylelikle bu topraklarda işçilerin ne kadar uzun çalıştığı bir de bu şekilde belgelenmiş oldu. Kadın işçilerin çalışma şartlarını veri alan “cinsiyet eşitliliği” raporunda da Türkiye sıralamada listenin sonlarında yer aldı. Bu veriler ve her gün çalışma hayatında maruz kaldığımız şartlar, zaten gerçeğin aslında hiç de patron ve hükümet temsilcilerinin söyledikleri gibi olmadığını gösteriyor. Aksine makineler bakıma girmeyecek olsa neredeyse biz işçileri nefes bile almadan çalıştırmak niyetindeler. Hal böyleyken bir de çok tatil yaptığımızı iddia ediyorlar.
Normalde bayram tatili üç günken birçok fabrikada bayramın 2. gününden itibaren işçiler işbaşı yapmaya başladılar. İşçi sınıfının bu kadar örgütsüz olduğu bir dönemde patronlar bu durumu kullanarak istedikleri yalanı söyleyip istedikleri baskıyı yapıyorlar. Kuşkusuz bunun tek nedeni bizim fabrikalarda, işyerlerimizde örgütlü bir güç olmamamızdır. İşçi sınıfı olarak karşı karşıya kaldığımız bunca eziyetin, yok sayılmanın hesabını ancak birleşerek sorabiliriz. İşçi sınıfının hali hazırda ortada duran sorunlarını çözecek olan anahtar birlik olmaktır.