
Biz üniversite okumak hayaliye yaşadığımız şehirleri bırakıp İstanbul’a gelmiş olan gençleriz. Okulu bitirdik ve bölümlerimizle ilgili işler aramaya başladık. Fakat hiçbir şey hayal ettiğimiz gibi olmadı. İşçi arayan yerlerin hepsi 3-5 yıl tecrübeyi şart koşuyordu. Ama hiç biri bu tecrübe denen şeyin nasıl kazanılacağından bahsetmiyordu. Baktık ki iş bulamayacağız, biz de devletimizin bize sunduğu kölelik bürolarından nasibimizi alalım dedik! Bu kez iş bulmamız zor olmadı çünkü çok saat çalıştırıp az ücret veren, sigorta ve yol parasını karşılamayan fırsatçılar kapıda bekliyordu bizi.
Beş yıldızlı lüks bir otele garson olarak gönderildik. Otel bizim gibi işçilere hitap etmediği için arabası olmayanların nasıl gideceği hesaba katılmadan yapılmıştı. Otobüsten inince mecburen taksiye yöneldik. Şoför 15 lira tutacağını söyleyince minibüsün yolunu tuttuk. Minibüs bizi tenha bir yerde bıraktı ve “şu tırların girdiği sokaktan düz ilerleyin göreceksiniz” dedi. Biz de öyle yaptık ve sonunda otelin kapısına vardık. Biliyoruz ki milyar dolarlık kodamanların girdiği kapıdan biz giremezdik. Personel kapısının nerede olduğunu sorduk ve araçların girdiği yerden giriş yapabileceğimiz söylendi. Son model arabaların park edildiği yer aslında işçilerin çöplük bir alandan geçip işe başladığı yerdi.
Bu gün bize gösterdi ki patronlar arabalarına bile biz işçilerden daha çok değer veriyor. Bize yapılan bu insanlık dışı muameleyi kabul etmeyeceğiz. İşçi sınıfının kurtuluşu için mücadele edeceğiz. Biliyoruz ki bu sorunlar yeni mezun olan öğrencilerin ortak sorunu. İşçi kardeşlerimiz biz kölelik bürolarıyla böyle tanıştık. Bizimle aynı sorunu yaşayan kardeşlerimizden de mektubumuza cevap bekliyoruz.