
UİD-DER Kadın Komitesi olarak direnişçi Tedi işçilerini, direnişlerinin 18. gününde ziyaret ettik. Bizi karşılayan direnişçi kadın işçiler, direniş süreçlerini anlattılar ve UİD-DER Kadın Komitesine bu anlamlı ziyaretinden dolayı teşekkür ettiler. UİD-DER’li bir kadın işçi de içinden geçtiğimiz olağanüstü hal döneminde işçilerin sendikalaşmasının ve patronların saldırıları karşısında direnmesinin önemine vurgu yaptı. Kadın işçilerin mücadelede ön saflarda yer almasının mücadelenin başarıya ulaşmasına katkı sunacağını belirtti.
Direniş yerinde sohbetler edildi, deneyimler paylaşıldı. Direniş yaşamış UİD-DER’li kadın işçiler olarak kadın işçilerin mücadeledeki yeri ve karşılaştıkları sorunlar üzerine sohbet ettik. Tedi işçileri bizlere direniş süreçlerinde karşılaştığımız zorluklar ve bunların nasıl aşıldığı üzerine sorular sordular. 460 gün boyunca direniş yaşayan eski bir deri işçisi olan UİD-DER’li bir kadın işçi, direnişe başladıklarında kadınların öncelikle aileleri tarafından mücadeleden uzak tutulmaya çalışıldığını anlattı. Henüz 3 aylık işçi olmasına rağmen sendikal mücadele içerisinde yer alıp işten atılmış bir kadın arkadaşlarının eşi tarafından engellendiğini ama direnişçi işçiler olarak aileyi ziyaret ederek ikna ettiklerini ve ve bu arkadaşlarının küçük çocuğuyla birlikte direnişe devam ettiğini anlattı. Bunun üzerine Tedi’den bir kadın işçi de kendisinin benzer şekilde sorunlar yaşadığını ve ailesinin direnişe katılmasını istemediğini anlattı. Çalışmaya başladığında dahi eşinin buna izin vermediğini, “kadının sigortası kocasıdır” dediğini belirtti. Bu düşünceye karşı bir kadın olarak mücadele verdiğini ve şimdi direnişte arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediğini anlattı.
Patronlar sınıfı, işçileri kadın-erkek, kadrolu-taşeron, Kürt-Türk, Alevi-Sünni diye bölerek birlik olmalarının önüne geçmeye çalışıyor. Topluma hak aramanın gereksiz olduğu düşüncesi aşılanıyor, özellikle de kadınlar “ne işin var” denerek mücadeleden uzak tutulmaya çalışılıyor. Ama egemenler ne kadar çabalasalar da, OHAL adı altında baskıları arttırsalar da onuruna sahip çıkan, hakkını arayan işçiler karşılarına dikilmeye devam ediyor.