Patronlar sınıfı ve onun kolluk güçlerine inat sanayinin önemli merkezlerinden biri olan Gebze’nin sokaklarında işçi sınıfının sesini dosta düşmana duyurduk. UİD-DER ikinci yılında da kortejinin sahip olduğu canlılıkla, coşkuyla, disiplinle 1 Mayıs’ın nasıl kutlanması gerektiğini göstermiş oldu. Yoldan geçenler, balkonlarından bakanlar, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla yediden yetmişe herkes, hem büyük bir coşkuyla hem de büyük bir öfkeyle sloganlar atan kortejimizi ilgiyle, dikkatle seyrediyorlardı. Özellikle kortejimizin muazzam bir düzen içerisinde hareket etmesi ve kıpkızıl flamalarla adeta bir nehir gibi sokaklardan akması dikkatleri üstüne çekmesini sağlıyordu. Bu sistemin egemenlerinin sadece bu 1 Mayıs öncesinde yarattığı öfkeyi değil, işçi sınıfının çok uzun yıllardır biriktirdiği öfkeyi taşıyarak miting alanına doğru akıyorduk.
Sloganlarımızla hem taleplerimizi haykırıyorduk, hem de bunların gerçekleşmesi için ne yapmamız gerektiğini. Düşmanımıza bu düzene olan öfkemizi haykırıyorduk, dostlarımıza, yani işçi emekçi kardeşlerimizeyse, birlikte mücadele etmemiz gerektiğini, tek kurtuluşun mücadelede olduğunu anlatıyorduk sloganlarımızla. “KRİZİN FATURASI PATRONLARA”, “KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ”, “YAŞASIN 1 MAYIS! YAŞASIN SOSYALİZM”. Her iki tarafı binalarla kaplı yol boyunca bu sloganlar, sanki daha da güçlenerek çok uzaklara kadar gidiyordu. Kızıl flâmalarımızdan önce, sesimiz alana gidiyordu.
Derneğimizin adını ilk kez duyan ve ne zaman açıldığımızı soran birçok insanla karşılaştık. Adını ilk defa duydukları derneğimizin henüz ikinci 1 Mayıs’ında alanda böyle coşkulu yer almasının yarattığı şaşkınlık ve memnuniyet ifadesini görüyorduk yüzlerinde. Diğer insanların da kortejimize katılmak istemeleri bize işçi sınıfının disiplininin miting alanlarına yansıtılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Adımızı ilk kez duyanlar eminiz ki, bir daha asla unutamayacaklar.
1 Mayıs’ı işçilere kutlattırmamak için elinden geleni yapan burjuvaziye de unutamayacağı bir ders vermemiz gerekiyor. İşçi sınıfının kanını emip semiren burjuvazinin yeri çöp sepetidir. Onu ve onun düzenini tarihin çöp sepetine gönderebilmek için sesimize ses katmalıyız. Bu sene Gebze sokaklarında yankılanan sesimiz yakında rüzgâr olup bütün dünyaya yayılacak. Biz yürüyoruz, mücadelemiz büyüyor!