Derneğimizin bünyesinde yayın hayatına giren İşçi Dayanışması bültenine merhaba.
Sermayenin her türlü saldırısının pervasızlaştığı bir dönemden geçiyoruz. İşçi sınıfı, mücadelesinde, yüzyıl öncesine göre çok geri bir durumda. Her türlü bedel ödenerek kazanılan haklarımız, bırakalım ilerletilmesini daha da kötüye giderek birer birer kırpılmış durumda. Bir taraftan sendikalı işçiler örgütsüzleştirilirken diğer tarafta örgütlenmeye çalışan işçilerin önü kesilerek, parçalanıp dağıtılmaktadır. Peki, bunca olumsuz şeyden sonra bu tablo kimin yararına? Tabii ki patronların. Bizleri kendi aramızda birbirimize düşürürken onlar sermayelerini büyütüyorlar. Burjuva sınıfının bu saldırılarına dur demenin ancak bizlerin elimizde olduğu bilincine varmamız gerekiyor. Tabii ki mücadelede sadece bir şeyleri bilmek yetmiyor, bildiğimiz doğru şeyleri doğru araçlarla sınıfımıza yaymak gerekiyor.
Şimdi soruyoruz! Yarın çıkacak bir krizde kapı önüne konulacak olan biz değil miyiz? Bugün bir parça ekmek için kamyon kasalarında oradan oraya taşınan ve “kaza sonucu” ölen biz değil miyiz? İşyerlerinde her türlü taciz ve baskıya uğrayanlar bizler değil miyiz? Sigortasız çalıştırılıp, iş kazası sonucu öldüğümüzde üzerimize gazete örtülen bizler değil miyiz? Mezarda emekliliğe mahkûm edilenler kim?
Ve daha söyleyeceğimiz onlarca şey var. Gün onurlu bir işçi sınıfı için mücadele günüdür. Gün işçi dayanışmasını güçlendirme günüdür. Biz UİD-DER’li deri işçileri olarak bu bilinçle, gerek deri işçisi arkadaşlarımızı gerekse farklı sektördeki işçi arkadaşlarımızı bu temelde mücadeleye çağırıyoruz.
Çünkü bu kavgada sen yoksan bir kişi eksiğiz demektir.
Yaşasın işçi dayanışması!