
Avcılar Belediyesi işçileri… Sendikaya üye oldukları için yüzlercesi, CHP’li belediye tarafından işten atıldılar. Hem de hiçbir tazminat almadan. 4 ayı aşkın bir süredir Avcılar Belediyesi önünde direnişlerini sürdüren işçilerle, uğradıkları haksızlığı, duydukları öfkeyi ve OHAL’e rağmen kararlılıkla sürdürdükleri haklı mücadelelerini konuştuk.
Bize çalışırken yaşadığınız sorunları ve verdiğiniz mücadeleyi anlatır mısınız?
Birinci İşçi: Avcılar Belediyesi’nde sorunlar anlatmakla bitmez. Bir yerde bir bardak su içtiğimiz zaman çavuşlar, onbaşılar fotoğraf çekiyor, tehdit ediyordu. Soyunma odalarımız yoktu. Temizlik işçisiyiz, elimizi yıkayacak lavabolar yoktu. Maaşlarımızdan haksız, hukuksuz paralar kesiliyordu. Mesela 2 gün rapor alıyorduk, maaşımızdan 3 gün kesiliyordu. Bu tür sorunlardan dolayı biz de sendikalaşmaya karar verdik. Hızlı bir şekilde örgütlenmeye başladık. Öncülüğü bizler yapıyorduk, sepetteki çürük elmaya rastladık. İçimizden biri sendikalaşma çalışmasını patrona ispiyonladı, işten atıldık. Biz de bu saldırıya boyun eğmedik ve Belediye önüne direniş çadırı kurduk. Dört ayı aşkın bir süredir direnişteyiz.
İkinci İşçi: Ben son süreçte atılan işçilerden biriyim. Dört ay önce işten atılan arkadaşlar kapıda direniyorlardı. Bizim üzerimizde de baskılar kuruldu, sorunlar artarak devam etti. Maaşlarımızın 2 ay gecikmesi nedeniyle anayasal hakkımızı kullanarak 2 gün iş bıraktık. Eylemin 2. günü maaşlar yatırıldı. Maaşların yatmasının ardından işbaşı yapma kararı alarak dağıldık. Ertesi gün toplam 350 işçi, 25/2 maddesinden işten atıldık. Yapmadıkları tek şey vardı, onu da yaparak bizi hırsızlıkla suçladılar. Biz ne çalmış olabiliriz? Avcılar’ın çöpünü mü çaldık?
Üçüncü İşçi: Yalan dolan yok, gerçek neyse onu anlatacağım. Bize angarya işler veriliyordu. Çavuşlar 4-5 sokağın temizliğini veriyordu eyvallah. Arsa sahiplerinden para alıp bize arsaları temizlettiriyorlardı ona da eyvallah. Fakat dünyanın en pis işini yapıyoruz. Bize, kurban kesim alanlarındaki, köpeklerin bile yanaşmadığı, kurtlanmış hayvan artıklarını çıplak ellerimizle toplattılar. Kahveye gidiyoruz, bir arkadaşım “şöyle 5-10 metre uzak dur kardeş” diyor, kokuyoruz. Benimle birlikte Avcılar Belediyesi’nde çalışan tüm arkadaşlarım aynı zulme uğradık.
Avcılar Belediyesi CHP’nin yönetiminde. CHP ise seçim meydanlarında işçi dostu olduğunu söylüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Birinci İşçi: Yaşadığımız süreç gözler önünde. Yaklaşık dört aydır Avcılar Belediyesi önünde, sözde sosyal demokrat bir partinin belediyesi önünde direnişteyiz. Bu süre içerisinde bir tane CHP’li yönetici yanımıza gelmedi. CHP’li Avcılar Belediyesi’nin sendikaya tahammülü yok. Burada işçi düşmanlığı yapılıyor. Hukuksuzluk yapılıyor. Mesela arkadaşların maaşlarını alamadıkları için eyleme çıktıkları gün, Avcılar Belediyesi, hurda toplayan Afgan ve Suriyelileri temizlik işinde kaçak çalıştırdı. Bunun videosunu çekerek Facebook’taki “Avcılar’da İşten Atılan İşçiler” adlı sayfamızda da yayınladık.
Üçüncü İşçi: Gerçekten işçi dostuysa bizim sorun yaşamamamız gerekirdi. 13 aydır maaşlarımız düzenli verilmedi. Son 3 aydır hiç para verilmemeye başlandı. Benim iki kiram, iki kredi borcum birikti. Bakkala da bin lira borç yaptım. Maaşımı zamanında verse biraz ona, biraz buna yatırıyordum, bir şekilde idare ediyordum. Şimdi vereceği 2 bin lira para, hangi yarama merhem olsun. Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlarmış. Biz maddi, manevi pek çok zorluklara göğüs geriyoruz. Zulmün, eziyetin bin türlüsünü çekiyoruz ama karşılığı yok. Yalan konuşmasınlar, bizi taşerona sattılar!
Bir kadın işçi olarak diğer işçi arkadaşlarınızla omuz omuza direniyorsunuz. Belediye Başkanı Handan Toprak da bir kadın, aranızda ne gibi farklar var?
Kadın işçi: Kadınlar mücadelede geri kalmamalı. Çocuklarımızla birlikte buradayız, direniyoruz. Handan Toprak kadın olmasına rağmen kadın işçileri görmüyor. Biz, yeri geliyor çocuklarımıza süt alacak parayı bulamıyoruz, borçlarımızı ödeyemiyoruz. O, dört dörtlük hayatını sürdürüyor. Her gün bir davette boy gösteriyor. Kediye, köpeğe verdiği değeri bizlere vermiyor. Bizi işten atmadan bir hafta önce bir toplantı yaptı. Toplantıda “Benimle beraber gelenler, benimle giderler. Sizi kimse işten atamaz” dedi. Ben buradan soruyorum ona; biz burada direniyoruz Handan Hanım, sen neredesin? Çadırımızda sana da yer var!