Tiyatro çalışmalarına Aydınlı temsilciliğindeki tiyatro kursu ile başladım. Ben oradaki çalışmalara başladığımdan kısa bir süre sonra “1 Mayıs Karanfilleri” oyununun çalışmaları başladı. Belli bir süre sonra bu oyunun içinde ben de yer aldım. Geçen sene oynanan oyunu izleme şansım olmamıştı. Bu sene oyun metni elime geçtiğindeyse büyük bir merakla okumuştum. Ve oyundan çok etkilenmiştim. İşçi sınıfı ile burjuvazinin arasındaki çelişkileri ve özellikle de 1 Mayıs’ın doğuşunu anlatması açısından çok etkilenmiştim. O işçi önderlerinin haksız yere idam edilişi, aslında işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki çelişkileri çok güzel ortaya koyuyor.
Oyunun provaları devam ederken bir yandan da dekorları yapmamız gerekiyordu. Aydınlı’daki arkadaşlarımız çalıştıklar işyerinden mobilya malzemeleri getirmişlerdi ve bu işlerle uğraşacak yapacak arkadaşlar da vardı. O yüzden de dekorların birçoğunu Aydınlı’da dernekte yapmaya başladık. Dekor yapımı bazen gece 12’lere kadar sürdü. Bizim açımızdan bu süreçte en önemlisi ortaya çıkardığımız malzemelerin bir kolektif çalışmanın ürünü olmasıydı. Bu süreçte derneğimizde birçok işe koşturduk, birazcık da atölye havasını andıran bir görüntü oluştu dernekte. Kaynağından mobilyasına her şey bizim eserimiz oldu. Bu tiyatronun önemli yanlarında biri de buydu aslında, her şeyini biz işçiler yaptık. Bir yandan dekor işleri sürerken diğer yandan tiyatro çalışmalarına da yoğunluk vermiştik. Gece 3’lere bazen 4’lere kadar süren çalışmalar yaptık. İşçi arkadaşlarımız akşam işlerinden çıkıp çalışmaya geldiler ve birkaç saatlik uykuyla sabah işyerlerinin yollarını tuttular. Ama hiç kimse bu durumdan şikâyetçi değildi. Çünkü derdimiz sadece tiyatro yapmak değildi, insanlara anlatacak bir şeylerimiz vardı ve tiyatro bunun bir aracıydı sadece.
Bu koşturmaların arasında bir yandan da mahallelerde kapıları tek tek çalıp, oynayacağımız oyunu anlatıp insanları etkinliğimize çağırdık. Hazırlıklarımızı yaptık ve tiyatroyu oynayacağımız güne geldik. O gün hepimizde büyük bir heyecan vardı. Herkes merak ediyordu. Acaba nasıl geçecek, güzel olacak mı, hata yapacak mıyız diye kafamızda sorular dolaşıyordu. Ben Kocamustafapaşa’da dekorların yerleştirilmesi işinde görevliydim. Daha önce hiç tiyatroda dekor işleri ile uğraşmamıştım, bu yüzden de biraz heyecanlıydım. Acaba dekorları yerleştirirken hata yapar mıyız, sahnede dekorları koyacağımız yerleri unutur muyuz gibi birçok soru dolaşıyordu kafamda. Ufak tefek aksaklıkların olmasına rağmen her şey yolunda gitti. Arkadaşlarımız da heyecanlarına rağmen sahnede gayet başarılıydılar. Aslında bu başarı sadece onların değildi, içerisinde bulunduğumuz kolektifin başarısıydı.
Kocamustafapaşa’dan sonra Anadolu yakası için de Göztepe’de hazırlıklarımızı yaptık. Bu seferki gösterim eksiklerimizi de kapattığımız, hepimizin biraz daha ustalaştığı bir gösterim oldu. Katılımın yüksekliği ve seyircilerin coşkusu bizleri de oldukça etkiledi ve daha bir şevkle oynadık oyunumuzu. Derdimiz insanlara 1 Mayıs’ın tarihini anlatmak ve insanları 1 Mayıs’a davet etmekti. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Yaşasın UİDDER! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!