Çalıştığımız fabrikalardan, limanlardan, inşaatlardan kısacası yaşamın tüm alanlarından patronların biz işçiler hakkında ne düşündüğünü, bizleri ne olarak gördüklerini, yaşayarak görür, biliriz. İşçi arkadaşların, patronların işçilere yaklaşımları konusunda yaşadığı birçok deneyim olmuştur mutlaka. Bu deneyimlerin hiç birisi biz işçiler için şaşırtıcı olmuyor. Ama yaşanan her deneyim burjuvaların insanlıktan nasıl çıktıklarını, toplum ve dünya için ne kadar zararlı ve tahammül edilemez ve edilmemesi gereken bir sınıra geldiklerini de gösteriyor bizlere. Neyse uzatmayalım, aynı zamanda inşaat müteahhitliği de yapan bir boya toptancısına verdiğim siparişlerin gecikmesi üzerine firma sahibinin oğluyla yaptığım telefon görüşmesini aynen aktarıyorum:
Ben: Sipariş verdiğim malzemeler çok gecikti…
Firma sahibinin oğlu: Tamam abi, birazdan yola çıkar. Yükleniyor.
Ben: Tamam da yağmur yağacak nasıl inecek malzemeler?
Firma sahibinin oğlu: Tamam abi, sorun yok iner kafanı yorma!
Ben: Kardeş anlamadın sanırım, iner iner de yağmurda nasıl olacak bu iş?
Firma sahibinin oğlu: Olur abi olur.
Ben: Nasıl olur ya, kim indirecek?
Firma sahibinin oğlu: İşçiler abi, işçiler indirecek kafanı yorma.
Ben: Kardeşim dalga mı geçiyorsun? Ben de biliyorum işçiler indirecek de yağmurda nasıl indirecekler?
Firma sahibinin oğlu: İşçiler indirir abi.
Ben: Yahu arkadaş yağmurda ıslanmazlar mı? Yazık değil mi adamlara?
Firma sahibinin oğlu: Yok abi yok, bir şey olmaz, işçi abi onlar işçi. Bu iş için para veriyoruz biz onlara.
Bu diyaloga fazladan hiçbir şey katmadım Ne bir eksik, ne bir fazla… Olan biten tastamam bu! Varın siz çıkarın kıssadan hisseyi. Görünen köy kılavuz ister mi? Bu düzenden ölesiye nefret etmek için binlerce sebebimiz var.
Ne elleri
bizim ellerimize
Ne tenleri
bizim tenlerimize benzemiyor
ne yediklerini yiyebilir
ne de
giydiklerini giyebiliriz bu düzende
onların deyimiyle
biz ölesiye çalışmak için gelmişiz bu dünyaya
onlar
ölümüne ürettiklerimize el koyarak
keyfini sürmek için dünyanın
bize göre bu, daniskası vicdansızlığın
onlara göreyse ilahi mukadderat
ne yağmur altında ıslanmanın hükmü var
ne dişliler arasında parçalanmanın
bir burjuva çocuğunun deyimiyle
“onlar işçi abi,
Yağmur altında ıslanmak ne ki?
Yeri gelince ölecekler tabi ki!”