
Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa ve dünyada en ön sıralarda yer almaya devam ediyor. Özellikle inşaat sektörü kuralsız, güvencesiz, güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu çalışma ortamlarıyla ne yazık ki iş kazaları ve cinayetleri konusunda başı çekiyor. Daha geçtiğimiz hafta Kocaeli Gebze’de Yücel Boru fabrikasında çalışan bir işçiyi iş cinayetine kurban vermiştik. Aradan bir hafta geçmeden yine Kocaeli’den acı haber geldi. Derince Belediyesi’nin Yavuz Sultan Selim Mahallesi Harikalar Sahili’nde yaptırdığı “Yelken Kafe” sosyal tesisinin inşaatında çalışan iki işçi, 30 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybetti. Vince bağlı sepetin halatının kopması sonucu 31 yaşındaki Ferdi Karagülle ve 32 yaşındaki Sinan Dinç olay yerinde feci şekilde can verdi.
Ekonomi büyüyor, işçilerin payına ise ölüm düşüyor. İş kazalarını önleyeceği vaadiyle çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkalı tam dört yıl geçti. Kanun çıktı çıkmasına ancak en önemli maddeleri sürekli erteleniyor. Yasa, ilk haliyle bile son derece yetersizken, patronlara çeşitli sorumluluklar yükleyen maddeleri de ertelendikçe giderek anlamsızlaşıyor. İş kazalarının önlenmesi bir yana giderek artığı ortadadır. Her ay ortalama 150 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybediyor. Bu durumun ciddiyeti işçi sınıfı tarafından kavranmadığı ve gerekli tepki ortaya konulmadan iş cinayetlerinin, meslek hastalıklarının önüne geçmek mümkün görünmüyor. Tam da bu nedenle kader deyip geçmemek ve iş kazalarını bir mücadele konusu olarak görmek gerekiyor.