
Beynimizin içindeki fikirler, beyanlarımız ve hissettiğimiz hisler pratiğe geçmiyorsa, reel yaşamın içinde yer bulmuyorsa ne anlamı kalır?
Değerli dostlar ben uzun zamandır kendini sosyal medyaya kaptırmış bir tekstil işçisiyim. UİD-DER’li işçiler sayesinde, sınıf kinimin facebook paylaşımları nedeniyle sönümlendiğini fark ettim. Yazı yazmaktan, bir şeyler üretmekten, fikirlerimi yazıya dökmekten, işçi dostlarımla konuşmaktan gittikçe uzaklaştığımı fark ettim. Bir işçi olarak fikirlerimi, göğsümde hissettiğim sınıf kinimi bilemek yerine bir sosyal ağda bir-iki paylaşım yapıp rahatlama yolu benim büyük bir hata yapmama neden oldu. Bu hata işçi sınıfından uzaklaşıyor olmamdı.
Oysa örgütlü işçiler fikirlerini, duygularını kendileri gibi işçi kardeşleri ile paylaştığında anlamlı hale gelir. Sosyal medya ağlarında öfke boşaltma seansları maalesef işçileri haklı mücadelelerinden zamanla vazgeçirebiliyor. Bunu kendimde gördüm. İşçiler, ancak sınıf kardeşleriyle sohbet ederek, bildiklerini paylaşarak mücadele gerçeğini öğrenebilir.
Dünyayı değiştirme gücüne sahip tek ve gerçek sınıf proletaryadır. Fabrikalarda, tekstil atölyelerinde, kömür madenlerinde ömür tüketen ve asla emeğinin karşılığını alamayan, biz yoksulluğa mahkûm edilmiş milyonlarca işçi ancak birlikte, bilinçlenerek, paylaşarak bu vahşi düzeni yıkabiliriz. Asgari ücrete mahkûm edilmiş biz milyonların yeri kesinlikle sosyal ağlar değil işçi sınıfının bağrıdır.
Örgütlü işçiler kazanacak, proletarya kazanacak!