
Öğretilmiş çaresizlik üzerine defalarca deneyler yapılmış ve sonuç çaresizliği kabulleniş ile sabitlenmiştir. Örneğin bir pire normal şartlarda kavanozun içine atıldığında, zıplayarak içinden çıkabilme yeteneğine sahiptir. Yapılan deneyde pire kavanoza kapatılıyor. Her zıplayışta kapağa çarparak kavanozun dibine düşüyor. Zıplayışların sonunda kavanozu aşamayacağını içgüdüsel olarak anlayıp zıplama boyunu kapağa çarpmayacağı seviyeye düşürüyor. Sonrasında kapak açılıyor fakat pire o mesafeyi zıplayarak çıkabilme yeteneğine sahip olmasına rağmen, aşamayacağını içgüdüsel öğrendiği için daha yükseğe zıplamayı denemiyor. Umutsuzluk içinde kendi yeteneğinden vazgeçerek durumu kabulleniyor.
İşte kapitalist sömürü düzeninde egemenler, işçileri böylesi bir çaresizliğe itmek istiyorlar. Patronlar sınıfı medyasıyla, siyasetiyle, kimsenin kimseye güvenmediği, ırkçılığın, milliyetçiliğin, ihanetin, bencilliğin, pisliğin en dibine kadar işlendiği programları ve dizileri kendileri için yaptırmıyorlar. İşçiler uyanmasın, gücünün farkına varmasın diye yaptırıyorlar. Düşük ücretleri, uzayan
beyin.jpg [1]

Biz işçiler örgütlenip gasp edilen haklarımızı patronlardan söke söke alma potansiyeline sahibiz. Yeter ki onların oyunlarına gelmeyelim, bir sınıf olarak mücadelemize sahip çıkalım. Kavanozdaki pire gibi çaresizliği kabullenmek gücümüzden, geleceğimizden vazgeçmek olur. Gücümüz birliğimizden gelir.
Örgütlü İşçiyi Hiçbir Kuvvet Yenemez…