Biz UİD-DER ailesi olarak bir etkinliğimizi daha başarı ile sunmanın gururunu yaşıyoruz. Bize sekiz saat işgününü ve 1 Mayısları armağan eden işçi önderlerinin mücadelesini anlatan 1 Mayıs Karanfilleri adlı oyunu sahneledik. Oyununun nasıl olduğunu, insanların nasıl tepkiler verdiğini, coşkusunu, şaşkınlıklarını hepimiz gördük. Benim esas olarak anlatmak istediğim işin mutfak bölümü.
Aylar öncesi hocamız oyun için bizi topladı. Ve oyunu anlattı. Neden o tarihi; işçi sınıfının tarihini işçilere unutturmamamız gerektiğini defaatle anlattı. Bizim tarihimizi elbette yine biz işçilerin anlatması gerekiyordu. Burjuvazi bu tarihsel olguları ya görmüyordu ya da görse bile nasıl çarpıttığını hepimiz biliyorduk. Bu sorumlulukla işimize sarıldık. Aylar süren çalışmamızda işten, okulundan arta kalan zamanlarında, bazen bunlardan da feragat ederek, bazen sabahın ikisine kadar çalışarak oyunumuzu hazırladık. Günler geçti ve oyunu sahneleyeceğimiz gün geldi çattı. İçine katılan emeğin yoğunluğu bir oyuncu olarak beni çok heyecanlandırmıştı. O heyecan, işçileri gördüğümde başka bir heyecana dönüştü ve oyunumuzu bu şartlarda tamamladık. Bu hazırlık dönemi boyunca farklı bölgelerden gelen arkadaşlarla yakaladığımız dostluğu genç bir arkadaşın bir sözü özetledi. Şimdi ne olacak? Ben çok alıştım sizlerle her hafta görüşmeye.
Müziğin, şiirin, resmin, tiyatronun yalnızca bir sınıfa ait olmadığını, işçi sınıfı örgütlendiğinde ortaya neler çıkarabileceğini herkese gösterdik. Berthold Brecht’in dediği gibi: “Esas tiyatro gerçek hayattır.” Bunun bilincinde olarak mücadelemizi yükseltmeli, alanları doldurmalıyız.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!